600 yıllık bir kültürü tamamen değiştirmek,bundan kopup kendi kendini besleyerek büyütecek yeni bir toplum yaratmak amaçlı yapılan köklü değişikliklere dengir mehmet fırat'ın getirmiş olduğu yorumdur.
mustafa kemal gayet tabi bunu kötü bir amaçla yapmamıştı,ama ona göre geri dönülmez bir batağa saplanmış toplumu kurtarmanın tek çaresi de halkı eskisinden tamamen farklı bir kültüre adapte etmekti.bunun içindir ki,giyim-kuşamdan takvime,alfabeden tarihe herşeyi yeniden dizayn etti.bu yeniliğin de halkta bir travma yaratmaması kaçınılmazdı.
ki bu köklü değişikliklerden bazen mustafa kemal ve çevresindekiler bile şüphe duymuştu.mesela mustafa kemal güneş dil teorisinin yanlışlığını kabul edip bunu rafa kaldırmıştı.ya da özel mektuplarından bir tanesinde latin alfabesine geçmekle hata edip etmediğini soruyordu.aynı şekilde bir ara öztürkçeye fena merak sarmıştı,çağataycadan getirilen kelimelerle ve söz öbekleriyle garip bir dil oluşturulmaya çalışılıyordu."özsüz toprakların dört yanı berkitilmiş.." vs. gibi cümlelerle karşılamıştı mustafa kemal isveç kralını.ama sonradan bundan da vazgeçti,bunun da yanlışlığını kabullendi.
falih rıfkı atay da atatürk öldükten çok sonraki bir yazısında "bu devrimler oldu da,yan etki olarak bizi özümüzden kopardı,toplum olarak sanki bir boşlukta yaşıyoruz" mukabilinde bir şeyler yazmıştı.
ki sonrasında gelişen osmanlı refleksi de toplumda yaratılmak istenen bu ani sıçramaya bir tepki olarak oluşmuştu.
ama kim ne derse desin,devrim devrimdir kardeşim;ileriyi açtığı sürece bir şekilde kapanacaktır bu yaralar da.
bu arada dengir mehmet fırat bunu ne amaçla söylemiştir,fesatlık için mi,yoksa dürüst bir yorum olarak mı,orasını bilemem tabi.