Aşırı derecede kutuplaşmış bir topluluk olsun ve bu topluluğun %51'i fiyonk makarna, %49'u ise spagetti seviyor olsun.Topluluk içinden bir yönetici seçilsin. Seçilen yönetici doğal olarak fiyonk severlerden olacaktır. Seçilen bu yönetici makarna tercihi hakkında kanun çıkartmak için referandum yapılmasına karar versin. Yapılan referandum gene bu kutuplaşmış toplumda, yetkili kişi fiyonkçu olduğundan %51'lik fiyonkçu evet oyuyla, kabul edilsin. Referandumdan sonra fiyonkçuların sevinçli kutlamalarının ardından yönetici spagettiyi yasaklasın. Fiyonkçular bu yeni yasayı coşkuyla karşılar çünkü onları etkileyen bir durum söz konusu değildir ve fiyonkun en iyisi olduğu bildikleri halde spagettiyi seçmişlerdir. Onlar kendileri kaşınmıştır. Ertesi yıl %51 oyla seçilmiş ve fiyonkçuların tarafında olan, toplumu temsil etmekten uzak bu başkan fiyonk makarnayı da yasaklar ve sadece burgu makarnanın tercih edilebileceğini söyler. Fiyonkçular şok olur. Kendi içlerinden çıkan ve yanlış yapmayacağına inandıkları başkanları onlara ihanet etmiştir ama gerekli yetkiler verilmiş ve iş işten geçmiştir. Fiyonkçuların bilmediği şey şudur: Güç yozlaştırır, mutlak güç mutlak yozlaştırır.