şimdi önce biyolojiden bahsedelim: bir canlı yaşadığı ortamdan alınıp apayrı bir ortama konulunca travma yaşayabilir, hatta travma yaşamadan direkt olarak ölebilir de. yahut canlıyı taşıyamadın diyelim , o zaman ortamı değiştirirsin canlı yine şoka girer. bu anlaşılması o kadar zor olan bir hakikat değildir. demet akalını'ın kalça ölçüsünü tahayyül edecek kadar beyne sahip herkes bunu anlayabilir.
mustafa kemal'in yaptıkları [ ki adına devrim denilmesine katılmıyorum ] bir cemiyette sosyal yapıdan siyasi yapıya tepeden tırnağa herşeyi değiştirmişken , cemiyetin böylesi köklü bir değişiklikten dolayı sosyal bir şoka girdiğinin dillendirilmesi neden sizi o kadar şaşırttı ? neden öyle hemen reaksiyon verdiniz ki? kimseninn zülfiyare dokunduğu yok oysa.
yahu bir gece yatıyorsun arapçayla, sabah kalkıyorsun dilin değişmiş. dününe yabancı kalmışsın. bundan daha öte nasıl bir sosyal travma olur ? bak şimdi güzel kemalist ben senin içini okuduğumdan nerelerde ve nasıl ekşın yapacağını da biliyorum. bir önceki cümlemde arapçanın kaldırılması kötü oldu demedim. en azından burda yani şu konuda demedim. mevzu sosyal sistemde yapılan bir değişikliğin müspet yahut menfi mi olup olmadığı değil, bilakis müspet yahut menfi köklü bir değişimin toplumda sosyal bir travma oluşturabileceğidir. [ bak aha tam da burası anlaşılırsa bir yerlere varabiliriz ]
mustafa kemal'in devrimleri bu ülkede bal gibi de travma meydana getirmiştir. yahu bir defa rejimi baştan aşağı değiştiren bir hareketler silsilesinden bahsediyorsun. elbette değiştirmiştir. öyle kızıp , esmene gerek yok. halbu ki toplumda meydana gelen bir travmanın aslında olumlu yönde ilerleyen bir değişimden hasıl olabileceğini ve bunun da öyle reaksiyon gösterilecek bir fikir olmadığını anlamak zor değil. ama cümleyi yorumdan uzak, sadece söyleyen dile , söyleyenin şahsına bakarak yorum yapmak gibi bir hastalığın var. neyse geçmiş olsun.