soğuk bir istanbul sabahı, geceyi çalışarak geçirmiş ve evlere dağılmak için yola koyulmuştuk bu sabah. üsküdar'da bir caddede yürürken mendil satan bir çocuk gördük. sadece terlik giymişti ve kimseye göstermek istemeden boş bir ekmek parçasını yemeye çalışıyordu. yanına gittik. kalbini kırmamaya özen göstererek yemek yemeye gideceğimizi, onun da bize eşlik edip etmeyeceğini sordum. asıl amacımız hem güzel bir yemek ısmarlamak, hem de çıplak ayaklarına bir çift ayakkabı almaktı. önce teşekkür edip reddetti. ama biz biraz ısrar ettik ve bizimle yemek yemeye ikna ettik. yemeğimizi yedikten sonra ona bir hediye olarak ayakkabı alacağımızı söyledim. o ise ayakkabı istemediğini, eğer bir şey alacaksak kardeşine bez almamızı istediğini söyledi. şaşırdım. "hem bez hem ayakkabı alalım o zaman" dedim. "olmaz o zaman iki paket bez alın" dedi. ne dediysek diyelim, kendisine asla ayakkabı aldırmadı ve hep kardeşi için istedi. teşekkür etti, terlikleriyle ve üç paket bebek beziyle uzaklaşıp gitti.
yapılan iyiliği göze sokmak, dillendirmek, reklamını yapmak vs en nefret ettiğim şeylerden biri olduğu için bunu bir marifetmiş gibi yazmayacaktım aslında buraya. ama benim dikkat çekmek istediğim nokta yapılan iyilik değil de, bir insanın kardeşini ne denli önemsediği ve gerekirse kendisinden ödün verip sevdikleri için yapabileceği fedakarlık olduğu için bunu paylaşmak istedim.