Bu yeni moda lafın en fazla kullanıldığı durum, dine muhalif yaklaşanlar özelinde ortaya çıkıyor. Ne zaman biri kalkıp dini inançları eleştirse, o kişiye dine muhtaç olduğu, dinin varlığı sayesinde kendisine kimlik kazandırdığı deniyor ve dinin savunusu bu şekilde yapılıyor. Bu noktada tarihten başka farazi örnekler vermek boynumuzun borcu.
iki bin yıl önce köleliğe başkaldıran spartacus ve afradına "kölelik olmasa karşı çıkacak şey bulamayacaksınız, demek köleliğe ihtiyacınız var" demekle arasındaki nitelik farkı nedir acaba.. bence yok.
Ya da iki yüz yıl önce feodaliteye karşı savaşan bi Fransız burjuva devrimcisini ele alalım. Aynı şekilde o devrimcinin de aslında feodaliteye muhtaç olduğunu, o sayede bi kimlik kazandığını söylemek aynı değil mi.. e aynı.
Bütün haksız sistemlere kendi kafasındaki eşitlik, özgürlük kavramları sayesinde karşı gelen kişiye böyle bi savunma yapıp sonra da o haksız sistemin savunusunun getirilmesinin son örneği işte bu din eleştirisi yapanlara karşı denen laf. Tarih boyunca var olagelmiş statükocularla aynı zeminde fikirlere sahip olmaktan, onlarla aynı safı paylaşıyor olmaktan gocunur mu bugünkü insanlar acaba.. peh.. hiç sanmam.
Biz o Fransız devrimcisine dönelim. Bu devrimci eşitlik, özgürlük ve tabii ki sömürülen alt sınıfın elit sınıflar karşısında haklarının artması için kendisine feodalitenin devrilmesi, onun yerine üretim araçlarının mülkiyetini elinde tutacak ama alt sınıflar tarafından da kontrol edilecek bi burjuvazinin var olması gerektiği düşüncesiyle devrimci fikirlere meyletmiş zamanında. Ve başardılar da bunu. Dünya tarihini değiştiren bi devrime imza attılar ve feodaliteyi yok ettiler. Peki o zaman devrimciler cidden artık bi kimlik bunalımına girdiler mi.. artık karşı gelecekleri feodal bi sınıf olmadığı için kendi hayatları anlamsızlaştı mı.. e hayır.
Sonra gelen devrimci nesiller burjuvazinin nispeten aristokrat feodalizmden daha özgürlük sunduğunu kabul etseler de hak eşitliğinin sağlanamadığını gördüler. Yeni fikirler sahibi olmadılar. Hala amaç eşitlikti, özgürlüktü, ama buna ulaşılacak yol olarak bu sefer burjuvazinin alaşağı edilmesi ve üretim araçlarının ellerinden alınıp üreten kesime geçmesi yolunu benimsediler. Devrimci lügattan laf paralayacak olursak, kavga bitmemişti, kavga devam ediyordu.
Tıpkı köleliğe karşı çıkanların köleliği yok ettikten sonra ücretli köleliğin geldiğini görüp ona karşı mücadele etmeleri gibi.
Amaç, fikir, hep aynıydı. Ulaşmak için hep yeni yollar denendi ve devrimciler tarih boyunca her başarılarının ardından yeni yollar, sistemler icat ettiler ve egemen sınıflara karşı konumlandılar. Şu an yol, egemen sınıflardan daha fazla hak koparmaktansa sınıf kavramını yok etmek artık. Ha eğer bu başarılırsa sonra ne icat edilir acaba.. ben ne bileyim, ayrıca da bilmek zorunda mıyım.
Şu an askere gitmek istemediğini söyleyen bi insana işkence edilen bi memlekette yaşarken, din bütün halkı gütmek için kullanılan en etkili silahken sadece bunlara karşı muhalefet etmem yetmiyor da sonrasını da mı bilmek zorundaymışım. Hadi diyelim ki varlığıma sadece bu muhalefet ettiğim düşüncelerle anlam kazandırıyor, tarihteki basit bi devrimciyle aynı kategoriye giriyorum. E peki siz hangi kategoriye giriyorsunuz.