o mektup yazıldığında istanbul ingiliz işgali altındaydı ve daha bir yıl işgal altında kalacaktı. vahdettin şerefsizinin sarayı da gayet iyi korunuyordu. diğer taraftan tbmm tarafından saltanattan azledilmiş (daha doğrusu saltanat lağv edildiği için azledilmiş konuma düşmüş) ama hilafetten azledilmemişti. hakkında hiç bir resmi suçlama, yargılama, sürgün kararı veya tehdit yoktu. tbmm tarafından hala halife olarak tanınıyordu.
bu korkak yaratık, durum böyle olduğu halde, daha büyük taarruzun üstünden üç ay geçmeden kaçma gereği duymuştu!
sebep? ne bu acele? henüz kendisine bir suçlama bile yöneltilmemişken neyin korkusu?
işte osmanlı diye yere göğe koyamadığınız çürük, yoz sülalenin son padişahının hali budur... elinde kılıcı, savaşarak ölen son bizans imparatorunun binde biri kadar bile adam olamamıştır. bir de bunu kahraman sanan yobaz çıyanlar var ya, onlara ne desem bilemiyorum.