kocaman bir boşluğa yazdım.
seninle de , sensiz de varolabilen boşluğuma. 'senin şarkılarını dinledim, senin resimlerine baktım ve seni özümsedim, böyle unuttum seni' demekten ötesini gördüm sonra. gittim gidebildiğim kadar uzağa. kendime. içtim ama alkolü kendime yakıştıramadım, kinyas'ın aksine, yüzüme gözüme bulaştırdım.
zamanı; içinde jelatinle kaplanmış bir çok bölümü olan bir şişeye benzettim ve sivri bir şey alıp geçmişimi delmeden önce deliklerine baktım. ne çok kurcalamışım 'eski' yi. ne kadar çok delmişim içinde senin olduğun bölümü...