varlıkları kategorize etme gereği duyarız, yani ayırırız, bunda sorun yok. bilim yapabilmek için yada bilimin varolabilmesi için otomatikleşmiş şeyler var. kategorize etmek gibi. ihtiyaç çünkü...
tüm ideaların ve doğanın(madde) komple bir makine gibi işlediğini de söyleyebilirim. yani doğada zaten 180 dereceye eşit olan üçgenin iç açılarını tamamen pascal'a mâl edemem ben. o biraz pascal'dır ama çoğunlukla doğadır yani. biraz ilhamdır, biraz bulmacadır... yada insanlık egosu üstün olanlar için "yarı yarıya" diyelim hadi... insanın ortaya koyduğu varlıklar da biraz insandır, ama bana sorarsanız çoğunlukla doğadır.
insanı, doğaya (doğala) entegre olarak görmektense yukarıda bahsettiğim daha büyük bir mekaniğin parçası içinde görmek gerekiyor diye düşünüyorum. doğayı sadece "felsefe yapmayan şeyler" olarak görüyorum.. çünkü kendimi bile kestiremem çoğu zaman, insan bu otomatikliğin dışında, isterse dünyayı yaşanmaz bir yer yapabilir hem de tam şuanda, isterse herşeyi düzeltebilir.
varlık kavramını metaya indirgemekte riskli.
cogito ergo sum. düşünceler yok mu?
korkmayın, matrix'e bağlamayacağım ama böyle de bir durum var.
ben düşünceleri varlık olarak kabul etmek zorundayım.
onların silindiği veya kaydedilmediği fikrine tahammül bile edemem açıkçası.
birçok düşünceyi birçok metadan üstün bulduğum bile olur.
denize bir insan mı düşse kurtarırım, bir kitap mı?
kitabına göre değişir.
felsefe yapan başka bir canlı var mıdır bilmiyorum. ama felsefe insanlığın, insan olarak, karşılaştığı tüm canlılardan açıkça en büyük farkıdır. bu yüzden insanı, doğayı ve ne yazık ki bazı tesadüf teorileri dışında kaynağı bilinmeyen "düzen ve oran sağlayıcısı (enerji, fikir, tanrı, vs.)" 3'e ayırmak ve bu üçünü büyük bir mekaniğin parçası olarak görmek, o mekaniği de "tam" olarak görmekte bir sakınca görmüyorum. zaten daha ilerisini göremiyorum. en azından şuan.
yalnız bu tamlığı sıfatlandırmak... hmm, en azından şuanlık insanın yapabileceği bir şey değil gibi... ben yapamam. böyle bir tamlığı algılamak için zamanın veya kütlenin sonuna, ötesine gitmek gerekebilir. bilginin tamamına erişmek gerekebilir, tek bir şey eksik kalırsa, vereceğimiz sıfatta hatalı olacaktır çünkü... onu başarana kadar, inanmaya veya ummaya devam galiba. ben öyle yapıyorum, sizin de keyfiniz bilir...