40 yılın başında 12 de uyuyup 7 de uyanmıştım. nerdeyse her gün uyuduğum saatte uyanmış, uykumu almış, dinç ve huzurlu biçimde kendime kahvaltı hazırladım. kahvaltı yaparken yarım kalan filme devam ediyordum. kahvaltı o kadar iyi gelmişti ki çaya doyamadım. bir daha doldurdum aralıksız. filmin en sürükleyici bölümünde sigaramı da ateşledim. derken elektrikler kesildi. dut ağacı gibi kalakaldım. karanlıkta oturuyorum. bütün keyfim kaçtı. al işte erken kalktığım bir sabah. kısmetsizliğin böylesi.