bir zamanlar benim de arasında uzaklıklar olan bir ilişkim var idi. o dönemler, bu başlığa girer yazılanları okurdum. olmazdı, olmaz, uzaktan ilişki yürümez şudur budur zirilyon tane giriyi okurdum burada, arada tek tük olumlu yazanlar olunca sevinir, gönenirdim. ötekiler derin bir üzüntü oluştururdu bende.
bir yıl uzaklardan düşledik birbirimizi. gece yatarken düşündük, gündüz düşündük, ellerimiz telefona bağlı kaldı konuştuk, gece olsa da skayp yapsak deyû geceyi bekledik; sabır eyledik.
3-4 ayda bir, bir gün geçirdik. özlemle yoğrulan 3 ayın acısını bir günde çıkartıp, acısını yanından ayrıldığımız ilk dakikadan itibaren duyumsadık. yan yanayken, yanımda diye sevinirken buruk bir sevince dönüştü kimi kimi, birkaç saat sonra yola çıkmanın düşüncesi.
netice itibariyle bir yılın sonunda sevdiceğimin yanına, onun iline göçtüm. istediğim an buluşabiliyor olmanın olanağına bir süre alışamasam da bugün alıştım.
ne demiş atalar ''tekkeyi bekleyen çorbayı içer''
ve ol çorba ki içine aşk, sevgi, sadakat, istek katıldı; özlem ve hayal kaşığı ile karıştırıldı. tadı damağa yapıştı.
sevdiğinize güvenin, aşkınıza sahip çıkın. bir yazgımız var, alnımızın tam ortasında yazılı. uzaklardan sizi tanıştıran, yüreğinizi yakınlaştıran tanrı; birleştirmeye de gücü yetendir.
biz birleştik, kırmayın; saçma sapan kuşkulara kapılmayın. olmaz olmaz demeyin tanrı ''kün fe yekun''