1931 de doğan cemal süreya 1948 de dostoyevski okumuş ve o günden sonra huzursuzluğa teslim etmiştir kendini. bizi de şiirleriyle o yalnızlık duygusunu yaşatanlardandır.
şiirin çok farklı ve zor bir zanaat olduğunu bana öğreten adam. sevgiyi,umutsuzluğu, aşkı, aramayı , hayal kırıklığı ve daha bir çok ögenin nasıl kelimelere dökülüp üstü kapalı ama ortada duran bir anlatımla sunulabileceğini gösteren yetenekli şairdir.
ve en sevdiklerim;
"...
biz kırıldık daha da kırılırız
ama katil de bilmiyor öldürdüğünü
hırsız da bilmiyor çaldığını
biz yeni hayatın acemileriyiz.
bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor
şiirimiz, aşkımız yeniden,
son kötü günleri yaşıyoruz belki
ilk güzel günleri de yaşarız belki
kekre bir şey var bu havada
geçmişle gelecek arasında
acıyla sevinç arasında
öfkeyle bağış arasında
..."
“şiir hayatin alev halidir
şiir hayatin köpüğüdür.”
“iki şey: aşk ve şiir
mutsuzlukla beslenir biri
biri ona dönüşür”
"Ölüm geliyor aklıma birden ölüm
Bir ağacın gölgesine sarılıyorum."