dost Meclisin yok ki iki kelam edesin. aykırı düşesin, bazen devrilesin. atan armut ağacı değil ki sen de dibine düşesin. tahta kuruları koynunda gezinsin. kurusun kevenler, kurusun da ateşlensin. dost meclisin yok ki kendi sesini işitesin. sırtında üç bulut yarasıyla nasıl gezersin. saksıda unutulmuş çiçeksin. bırak yerle gök devinsin. bırak sesin seni terk etsin. dost Meclisin yok ki, yıllar ve yollarca gidesin. hani uzun nefesin. sahi sen yaşamayı neden bilmezsin. şehrin büyüttüğü avludan firar edersin. saçından vazgeçersin. soğuk sularla gelirsin. nasıl da devrilirsin. dost Meclisin yok ki, öykülerinden söz edesin. geceye benzeyen sabahları iyi bilirsin. geceler de inşa edilirsin. ve sen onları çok iyi bilirsin. kendin de dağlarda gezersin. tüm gün perdeleri örtülü evde güneşi düşlersin. şehrin yarını için bugünden dua edersin. okyanuslar biriktirir, şiir diye içersin. dost Meclisin yok ki ses nedir bilesin. ses nedir bilesin.