futbol'un asla sadece futbol olmadığını ve artık bir endüstri haline geldiğini bilmeyen bünyeler tarafından yönetilen bir milli takıma sahip olduğumuzu bir kez daha hatırlamamıza vesile olan maç.
sağanak yağmur var sahada, ve bizim topçular maalesef şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilmiyor, yani maçta yağmurlu olabilir gibi bir hazırlık hiç yapmamışlar belli ki.
bir çaresizlik, basiretsizlik hakim millilerimizde, aurelio'nun saha kenarına bir bakışını yakaladım sarı kart sonrası, emin olun, "bu yağmur nerden çıktı hoca" der gibiydi...bu memleketin vatandaşlarının verdiği vergilerle oraya beleş giden kapıkullarından hiçbirisi akıl edememiş meteorolojiye maç saatinde havanın nasıl olacağını sormayı. yazık...
ama normaldir bu, yeri geldiğinde 75 milyon olmakla övünen 75 milyon hiçiz biz çünkü...
ilk yarıdan aklımda kalan fotoğrafı üstteki girilerden birinde bir yazar belirtmiş, gol pası veren türk, golü atan türk, lakin golü yiyen de türkiye...
ne acı bir kader,
ne acı bir tesadüf.
boş milletiz işte, boş millet olmasak siddin senedir hakan yakın ve eren derdiyok denen çocuğa milli formayı bir kez olsun giydirmek suretiyle rakibe cephane vermemeyi akıl ederdi bir akil yurdum insanı...