siyasetten çok anlamayı sürekli bu mevzu üzerine tartışmakta sanan bünye yanılgısıdır. uuser dediğimiz za'atı muhteremler bir ortalamanın üzerinde olan insanlardır. cahal köylü değildir. köylü cahaldır demiyorum; cahilin köylüsü değildir diyorum. Nitekim her aklı başında olan bünyenin bir siyaset anlayışı; bir hayat görüşü; oturtmağa çalıştığı bir felsefesi vardır. Şimdi bir siyaset tartışmasını ele alacak olur isek; taraflar sürekli bir üste çıkma çabası içindedir. hatta tartışma o kadar alevlenir ki; taraflar birbirlerine sorular ile cevap vermeye başlar. birbirilerine üstün gelinceye kadar hafızalarındaki bilgiyi zorlarlar. bir süre sonra tartışma ideoloji tartışmasına kayar. döner durur muhabbet 80 li yıllarda 70 li yıllarda. Baktılar yenişemiyorlar daha fazla bilgi gerektirecek meydanlara inerler. Bir kısır döngü düşünün. Bu gereksiz muhabbeti bir bünyenin sevmesi için egoist olması lazım. Sanki karşındaki cahil hiç bi bok bilmiyor; kendi savundukları kusursuz doğru imiş gibi onu taparcasına savunuyor. bir görüş %100 de yüz doğru oluşu imkansızdır. her zaman bir açıdan üstün gelen başka bir görüş vardır. bir görüş var ise onun tersi de vardır. tersi varsa farklı düşünen iki insan da olur. farklı insanlar olduğunda biri azınlık olur; azınlık olduğu yerde de anarşi olur. sen bir kaleme kalem dersin; senin dediğin gibi diyen olur, ' o bir tahta parçasıdır' diyende. Senin yapman gereken; kendi kafana yetiştiriliş şekline göre uygun gördüğün ideolayı kafana oturtman; sonra da seni temsil edebileceğini öngördüğün kişiye oyunu atman. He çıkıp aysun kayacı gibi düşünür; kendini çok biliyorlar sınıfına koyarsan çok tokat yersin. yada kendin gibi egoist kişilerle sidik yarışı yaparsın.
(bkz: kendini bir an için uuser sanmak)
