Bir süredir kendime durup hatırlattığım bir şey var. Dalıp gittiğimdeki ruh halime, aynada göz göze geldiğim kendime, sevdiği işi yapan kendime, sevmediği insanlara tahammül eden ve sevdiklerini özleyen kendime... Her ne olursa olsun, ne durumda olursa olsun hatırlattığım tek bir şey var.
Bir kırılma noktası hatırlatıyorum kendime.
Hayatımın belli dönemlerinde yaşadığım kırılma noktaları oldu. Çok oldu diyemem ama olanlar, onlar öyle noktalardı ki... Onlardan öncesi ve sonrası oldu.
Önceleri... Hunharca ağladığım anları oldu o öncelerinin. Ve belki bir kaçında, o kırılma anlarında nasıl hüzünle dolup taştığımı bir ben biliyorumdur. Hiç düze çıkmayacakmışsın gibi geçen giden bir yol, bir zaman. Ama sonra bir kırılma, kimine göre herşeyin tersine dönmesi... Veya yeni bir sayfa. Ya da, olan biten yetmezmiş gibi her şeyin üzerine yaşanan yepyeni, tatsız bir anı daha. ''Bir bu eksikti, şimdi nasıl düzelir'' dedirten cinsten, en kötüsünden. O cümle sarf edilir, kelimeler havaya karışır ve olan olur. Kimine göre bir şimşek çakar, kimine göre bir gökkuşağı çıkar. Her nasıl görülürse görülsün, orada bir kırılma olur işte. Belki umutla, belki de nefretle olur, ama illa ki olur!
Bende ise durum tam olarak şöyle olur. Herşey bittiğindeki bir sessizlik anımda gelir bu anlar yanıma. Göz göze gelirim kendimle ve içimde, bir yerlerde bekleyen hayallerimden biri çıkar oturur aklıma sonra. Genelde umutla gelmez benimkiler, nefretle gelir. Ve hırsla. Ama bana hep iyi gelir. Silkeler ve daha adam akıllı adım atmamı sağlar. Kendi iplerimi, kendi elime almamı sağlar.
Benim için yeni bir sayfa başladıysa tüm olanlardan sonra, ancak o zaman umut gelir. Bende öncesi ve sonrası böyledir.
Bu kadar konuşup elle tutulur hiç bir şey söylemediğimin farkındayım. Huyum kurusun. Konuşasım olduğunda, ama anlatacaklarımı bir sır olarak tutmak istediğimde böyle konuşur dururum. Beni tanıyorsun artık.
Sadece şu an yazıyor ve çok daha fazla düşünüyor olmamın bir sebebi var. Bir kaç gündür (ki belki bir gündür) daha önce hiç tanımadığım biriyle aynı dili konuşurken, onun yaşadığı kötü gibi görünen bir deneyimine tanıklık ettim. Deneyim diyorum. Kötü gibi görünüyordu diyorum. Çünkü bunlar aynı zamanda bir kırılmanın kelimeleridir. Onunla bunu yaşadım, ona bunu söyledim. Sarıldım ve yeni hayatına uzaktan baktım.
Bazen kötü olaylara gerçekten ihtiyacımız var, bunu hatırladım.
Özlediğim şeyi hatırladım.
O günden sonra hayatım işte böyle değişmişti diyebilmeyi, kötü dediklerimden iyi yaratmayı özlemişim.
Kırılma anım, çoktan oldu.
Hayalim, aklıma çıktı oturdu.
O günden sonra diye anlatacaklarımın olduğu gün bugün değil, yarın değil ama bir gün. Çok da uzakta değil...
Yeni yıl, ne dilediğimi çok iyi biliyorsun!
Müthiş şeyler olmak zorunda.