atatürk olmasaydı bik bik tarzı artık gına getiren söylemler ne kadar kaale alınmıyorsa, bu hanım kızımızın söylediği de o kadar ciddiye alınmaması gerekilir. sevmek veyahut sevmemek tamamen insancıl duyguların kişide yarattığı düşünsel biçimdir. düşünce ve fikir özgürlüğünün savunulduğu bir dünya da kendi doğrularını ve ideolojik söylemleri zorla dikte ettiren çevrelerin faşizan tutumu artık olağan gelmektedir bizlere.
tarihte iz bırakmış kişilerin kendi toplumları için yarattığı büyük devrimlere saygı beklemek insan denen karaktere pek uyuşmuyor. zıt fikirlerin oluşturduğu düşünce akımlarının büyük kaosu anca bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinde paye toplar. idol olarak referans alınan asker, siyasetçi, terörist, homo, sapık, katil tecavüzcülerin aynı potada kahraman olarak görülmesi değer yargılarının toplum içinde ne derece dejenere olduğuna bağlıdır. doğru ve yanlış kime göre neye göre.
belli topluluklar da dokunulamayan her değerin tartışılmaz olmadığını anlamamız için baya zaman gerek. münferit veya kitlesel tepkimelerin sonuçlarını kavramak kadar altında yatan toplumsal sürecin insanlaradan ne alıp ne verdiğine dikkatli bir biçim de bakmamız lazım. yasa ve hukukun eşit mesafe de dağıtılmadığı, günü birlik çözüm ve stratejilerin yarattığı suni rahatlamalar, kabul etmediğimiz bastırılmış isyan ve sistem karşıtı düşünce odaklarının bitmeyeceği gerçeğini değiştirmiyor.