devrildiğin hangi hiyerarşi, kim veriyor eline ipini. kim diyor git yahut ver kalbini. bir duvarın önünde yaşamak, köpekler gibi yaşamaktan farksızsa, Camus'nun yalancısı olmaksa bu, her yağmurda baş ağrısı çekmekse, kim veriyor ipini eline. kim git diyor sana, git işine. buğulandı evet, vaktiydi evet, bu yağmurdan sonra kar gelecek evet, bu karanlık geceden sonra sabah gelecek evet, klişe ama gerçek evet. ama söyle şimdi, devrildiğin koltuk kimin, öldün ama kim kaldıracak cenazeni, solcusu sağcısı kozmopolit bir yaşamak arzusunda ve üzülme herkes üç gulhu bir elham okur toprağına. ulu dağlarla gelecekti zaten yanına, diyecekti akşam gelir baş ağrısı da, gözlerin çekilir yine kavanozlarca. inan, kızılcık şerbeti durmaz kısa saçlarında. mahkumiyet yalnızca ölümle sağaltılınca, ipini Pazara çıkarmaya bugünden başla.