Bir süredir inceleme alanıma girmiş bir hususa kısaca değinmek istedim. Meşhur aşk hikayelerini hepimiz biliriz. En bilindiklerinden birkaçını söyleyecek olursak: Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Romeo ile Jüliet... Peki bu aşklar arasında ne fark vardır ve konumuzun başlığı olan Türk gibi sevmek bu durumla nasıl ilişkilendirilecek?
Birçok aşk hikayesinde etken rol erkektir ki bizim verdiğimiz örnekler de bu duruma tıpatıp uyar. işte burada türk gibi sevmek girer devreye. Mesela mecnun arap gibi sever. Sevdiği için hiçbir şey yapmaz. Çöllere düşer ağlar sadece. Bir Türk böyle sevmez, sevemez. Örneğin; Ferhat, Şirin için eli kolu bağlı durmaz. Oturup ağlamaz, bir şeyler yapması gerektiğini bilir. Dağları deler! Kerem öylece durmaz bir köşeye çekilip ağlamaz. Aşılamayacak yollar teper! işte Türk böyle sever. Mutlaka bir şey yapar sevdiğine ulaşmak için. Ulaşamasa bile uğraşır.