O zaman müsadenle bilimsel olarak ağzına sıçıyorum hocam. Tanrı dediğin varlık aslında insanoğlunun bilinmeyene verdiği addır. Eskiden bu şimşekti sonra yıldız oldu,deprem oldu heykel oldu olduda oldu yani ve ne zaman tanrı sanılan şeyin aslında sonsuz kudrette olmadığı anlaşılırsa hemen başka bir tanrı bulmaya koyulmuştur insanoğlu. Sonunda gözlemlenebilir somut bir cismin yada oluşumun tanrı olamayacağını anlayan insanoğlu tanrıyı ' görülmeyen, hayal ettiğiniz hiç bişeye benzemeyen, doğmamış doğurulmamış, ebedi' gibi anlamlar yükleyip tanrıyı tamamen belirsizliğe itmiştir. insanın bu davranışı varolmayı düşünebilip açıklayamamasından ileri gelir. Sürekli kendisinin üstünde bir varlığa aidiyet hisseder.
Tanrının bu yeni tanımıyla tanrının olmadığı ispat edilemeyeceği gibi varlığıda ispat edilemez çünkü bu fikir tamamen içinde kapalı bir denklemdir. Müslüman olduğunu varsayarak konuşuyorum. Tanrının varlığını nerden biliyosun -hz muhammet söyledi.hz muhammet nerden biliyo-tanrı söyledi. Nasıl söyledi-kitap yollamış. Nerden duydun-hz muhammet söyledi. Yani sen hz muhammet-kuran-allah arasında kapalı bir denklem olan müslümanlığın gerçek olmadığını ispat etmez olanaksızdır fakat bu bir değer ifade etmez.Ben sana ' ben tanrıyım eğer bana inanmazsa seni cehenneme atarım inanırsan cennete girersin ama tanrı olduğumu ispat etmem çünkü o zaman senin sınamış olmam' dersem bununda gerçek olmadığını ispat edemezsin fakat söyliyim ben tanrı falan değilim.
Dahada uzun uzun anlatırım ama sonuca bağlıyim artık zira işim gücüm var. Ochhamın usturası diye bi durum vardır bilimde. Anlamı bir olayı tanımlaya yarayan teorilerden en az varsayımda bulunanı doğrudur der. Ve bahsettiğin doğmamış, hiç bi şekilde düşünelemeyen, hayal ettiğin gibi olmayan, sonsuz, ebedi bir tanrı çok büyük bir varsayım olduğundan tanrı önermesi doğru değildir.