sınav öncesi iyi gelecek ufak ayrıntıları içeren tavsiyelerdir. tecrübeler doğrultusunda öyle sanıyorum ki konu hakkında herkesin söylecek en az bir sözü mevcuttur. zira gün gelir, devran döner hepimiz o eşikten geçeriz.
"eşik" dedim evet.
bu sınavın mühim olduğunu gösteren bir tür tanımlama, evet.
lakin telaşa mahal yok, hele bir dinle... şöyleki;
konuya dair en önemli şey kafada gitmek istenilen bölümün, yani hedefin olması. ne istediğini bilmeli insan. böyle her şey daha bir kolay. bunun yanında çok büyük streslere de girmemek gerekir. niçin ?
çünkü öss'nin "adam seçme" gibi bir rolü olduğu düşünülmemeli hiçbir zaman. yani kazandığında "aferin zeki çocuk" denilmesi değildir mühim olan. çünkü bilinmelidir ki öss başarı belgesinde yazan puan ortalaması ile uzaktan yakından bağlantısı yok kimsenin.
çünkü herkes o puanlamadan daha fazlası eder. çok daha fazlası...
bu yüzden öss dönemi boyunca saçma sapan sorularla sınanmak kişiyi hiçbir zaman kaygıya düşürmemeli. hani şu "sınav kaygısı" denen hadise vardır ya, işte ondan. kanmayınız ona. ve sınava öyle giriniz.
çünkü emin olunuz siz o sorulardan çok daha fazla edensiniz.
kaldı ki ufak bir not daha vereyim, ben öss denilen illete girerken o 180 dakika boyunca aklımda tek bir şarkı dönüp durdu. hep onu mırıldandım, durdum. pink floyd - the wall.
e artık varın gidin gerisini siz düşünün. *