kış

entry394 galeri
    271.
  1. insanların en gerçekçi hallerini görebildiğim mevsim.

    ben bu mevsime böyle bakıyorum.
    tabi über özgüvensiz insanları konu dışı ederek söylüyorum ki
    kışın insanlar bana daha naturel gelir.

    soğuk olduğu için kalın kalın giyinir,
    öylesine bir eyeliner çekip kendilerini dışarı fırlattıkları günler.
    yollarda başlarına gelen ilginç olayları anlatmak için bir odanın içine toplanıp sıcak gülümsemelerle akşam edenler.

    bir yandan hüzündür kış.
    bir yılı devirip yine aynı mevsimde başka bir yıla başlangıç yapılır.
    yılbaşı kutlanırken, aslında bir yılı geride bırakmanın kederi vardır.
    nasıl geçti dersiniz?
    en sevdiklerinizle paylaşırsınız nasıl yitip gittiğini.

    sonra yeni umutlar, dileklere gelir sıra ve keyfiniz yerine gelir.

    benim kış mevsimlerimden bahsetmek isterim.
    tam tersi yaşadım kışları ben.
    yılı sevinçle bitirip yeni yılda hüzünle karşılaştım.
    belki dua şeklimi değiştirmem gerek, bilmiyorum. *~
    kansızlığımla ilgili olmadığını biliyorum ama hep çok üşürüm ben.
    bi sonbahar esintisi, bi yaz yağmuru bile oldukça etkiler beni.
    kışları bu yüzden zor geçer benim için.
    ama bi iyileştirici neden öne sürecek olursam, güzel anılar herşeyi olduğu gibi kışı da sevdirir bana.

    manevi olarak yanımda olduğunu, ısıtacağını hissettiren hediyeler aldım kışları yada kış yaklaşırken diyim.
    bir eldiven, bir atkı, bir ceket.
    hediye almayı da vermek kadar severim.
    verildiğinde de eskir korkusuna rağmen kullanırım.
    eskir, bir daha ulaşamazsam? bir daha göremezsem diye.
    tüm bunları düşündüğüm halde yine kullanırım.
    o zaman bir tık daha ısındığımı hissederim.

    bugün yine aynı şeyleri düşündüm.
    kar yağıyordu, bir yandan koca cadde boyunca yürüyordum.
    sabahın erken saatlerinde 40lı yaşlardaki işe yetişen adamlar ve 15lik ergenler dışında kimse yoktu sokaklarda.
    işim yoktu oysa bu sabah.
    soğukta yürümek istedim.
    önlemimi alıp kat kat giyinmiştim tabi.
    ceketlerinin üstüne şal atıp şemsiyesi ve fönlü saçlarıyla tiril tiril gezen kadınlar gibi olamayacaktım hiç.
    bere, iki kat tayt, üç kat kazağımsı üstler, şal, eldiven, kar botu, soğuk rüzgar suratıma çarpmasın diye şemsiye.
    herşeyim tastamamdı.
    ellerim buz tutmuştu eldivenlerin içinde.
    şal tam olarak burnumu ısıtmıyordu.
    nefesimin sıcaklığı vücut ısısı için yeterli değildi.
    bacaklarım sanki çırılçıplakmışım gibi titriyordu.
    beni ısıtacak hiçbir şey gelmiyordu aklıma.

    çok yürüdüm, farketmeden.
    düşüncelere boğulmuşum anlaşılan.
    kötü rüyaların etkisi vardı elbet.
    saatime bakmayı akıl ettiğimde mesai saatimin geldiğini farkettim.

    yolda da düşündüm ki,
    kışları hep soğuk olur.
    ve ben hep bu denli üşüyeceğim.
    2 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük