Çok ama çok kısa bir şekilde anlatacağım lütfen satır aralarını siz doldurun.
Bir ülkede döviz 3.50-3.70 TL seviyesindeyse, aynı ülkede 95 oktan kurşunsuz benzin 5.01 TL seviyesindeyse o ülkede apaçık bir kriz vardır. Bakınız, bizim ülkemiz kapalı bir toplumdan oluşur. Feodal düzenin tasfiyesini bir türlü tamamlayamadığı bölgelerden yıllar önce kentlere göç eden topluluklar sebebiyle kentlerdeki entelektüel seviye de elle tutulur bir artış gösterememiştir. Buna mukabil 20'li yıllardan sonra başlayan değişim bir türlü istenen düzeye ulaşamamıştır. Topluma hala gelenekçilik hakimdir. Anadolu gelenekçiliği yurtdışına ait olan her şeye gavur sözcüğüyle hakaret ettiğini sanarak kayıtsız kalır. Halk ne zaman ki kağıdı kalemi eline alıp Türkiye'de böyle olan Amerika'da şöyleymiş, Litvanya'da böyleymiş, Norveç'te ise şu şekilmiş demeye başlarsa o zaman krizin ne olduğunu anlayacaktır. Bir ülkede, kimi kesimlerce Avrupai sanılan bir ülkede asgari ücret 1.300 tl ise, kurumsallığını tamamlayamamış veya hiç adım atmamış bir işletmede günlük mesai saati 10 ise, etin kilosu 40 TL, bir şişe bira 6 TL ise ülke zaten krizdedir zira paranın alım gücü yoktur; bu denli büyük döviz dalgalanmalarına da ne yapsa etse müdahale edemiyorsa krizin üstüne tüy dikmiştir.