fenerbahçe'ye transferiyle profesyonellik kavramının futbola yansımasının "dün dündür bugüne bakalım" düşüncesi olduğunu bir kez daha ispatlamış topçudur. ilk defa olan bir şey değil bir camia ile özdeşleşen futbolcunun ezeli rakibe transferi. dünya ve türk futbolunda pek çok kere gördük örneklerini. Florentino Perez'in "Başkan olduğumun ertesi günü Figo, Madrid'e gelecek, aksi takdirde bütün kombinelerin parasını taraftara cebimden ödeyeceğim" sözünü söylediğinde figo barcelona'nın kaptanıydı ve sampiyonluk kutlamalarina saçlarını bordo-laciverte boyayıp katılacak kadar barcelona aşığıydı.sonrası malum... sahaya atılan domuz kafaları, euro 2004 finalinde sahaya atlayan taraftarın yüzüne fırlattığı barça bayrağı vs vs.
emre'nin fenerbahçe transferi de benzer sahneler doğuracak sami yen'de ne yazık ki.
transferi daha gündemde yokken taraftarlar arasında bir anket yapılıp "takımda görmek isteyeceğiniz türk futbolcu" gibi bir soru sorulsa bir tek fenerlininin bile ismini söylemeyeceği ama transferin gerçekleşmesinden sonra galatasaray'a bir çalım olarak gördükleri için anında kabullenecekleri bir oyuncudur emre. "Türkiye'de oynayacağım tek takım Galatasaray'dır" sözü çoktan tarih olmuştu zaten. o söz o dönemin gerektirdiği bir sözdü. hele emre yeni formasıyla 1-2 lig maçında iyi oynasın bi derbide de gol atsın tamam. artık tek sorun alex ve emre yanyana oynar mı tartışmaları olacak, emre'nin zamanla tribünün gözünde fatih akyel'den, tümer'den farkı kalmayacaktır. baliç kefen yerine cimbom forması giydiyse emre de fener forması giyebilir. taraftara gaz vermek ile "profesyonel" davranıp cebini doldurmak arasında ahlaksal açıdan baktığımızda pek fark yok aslında.