Tecavüz ve taciz temelli suçlar büyük oranda kişilik bozuklukları ile alakalıdır.
Yani yok efendim cinsel yasaklar kalkınca tecavüz kalkarmış da, sınırlamalar kalkınca taciz olayları yaşanmazmış da.. Bunlar hep laf-ı güzaftır.
Siz kalkıp bunu derseniz, farkında olmadan tecavüze ve tacize sebep/dayanak yaratmış olursunuz, taciz ve tecavüz için ortam şartları icat etmiş olursunuz.
Oysa bu ağır bir suçtur ve herhangi bir sebep ile bağ kurulamaz. Şu şöyle olsa bu böyle olmasa diye başlarsanız bu işin sonu gelmez.
Tecavüz yalnızca Türkiye'nin sorunu değildir. Tecavüz insanlığın en eski, en tarihi, en köklü problemlerinden biridir.
biri kalkıyor cinsel sınırlamalar kalksın tecavüz kalmaz diyor,
Biri kalkıyor kadınlar kapalı giyinsin tecavüz kalmaz diyor.
Ama böyle işkembei kübradan atma tezlerle çözülebilecek bir iş değil bu. Zira bu işin Ruhsal boyutu var, sosyolojik boyutu var, tıbbi boyutu var, zihinsel boyutu var, felsefi, karakteristik ve genetik boyutu var. insan hakları ve Hukuki boyutu var.
Bu paradigmaları aradan çıkarırsanız anca böyle saçma sapan fikirler tezler uydurursunuz.
Gerçekçi olmak lazım. Birilerinin giyimine kuşamına karışarak yahut cinsellik algılarına müdahale ederek bir yere varılmaz.