mobilyali bir boslukta oturuyorum
günün günden sıyrılmasını
ayın tabağıma kılçık gibi düşmesini
akbaba niyetine düşlerimin
aklima üşüşmesini bekliyorum
sızsamda diyorum, bu zamanı da atlatsam,
niyetine
bir şarap açıyorum
bir kalemle oyduğumbardağıma kan damlası
şarap kokusu ise sinmiş dudaklarıma
bir de ayyaş olduk bu yaşta.
küçümsediğim zamanlarımın kapıma dayanıp
hesap sorduğu zamanı hatırlıyorum
diyorum bu zamanların hesabına, bir bardak daha
ya da kurtulmak istiyorum bir oyma bardakta
ben alyuvar mı olsam diye düşündüm şimdi
alyuvar olupta hayat mı kurtarsam
mesken edinip bir damarı
savaş mı versem uğruna?
ya da delilik bu, bilmiyorum.
Ne garip değil mi?
bu şiiri sana yazmadıydım oysa
yine de senden bir iki fısıltı bırakmazsam
küsme bana diye ekliyorum
aktığımı hisset sen kanında
bir virus gibi, bir alyuvar, ya da öyle bir şey
bense bir gökgürültüsü olup bozmak istiyorum
saf güzelliğinin, duru bütünlüğünü
ve çatlıyorum göğün ortasında
görüyorum gözlerindeki çocuğun söndüğünü
keşke bu bir rüya olsaydı da
fısıldasaydım sana o çocuğun düştüğünü.