Hani otobüste veya arabada giderken yumuşak ama derin bir çukura girip çıkınca hoş bir his yaşatır ya içinizde. onun gibi bir heyecan yaşatan bir an, bu ilk an.
içi kıpır kıpır oluyor insanın bu ilk anda. inanamıyordum, sorguluyordum karşımda duran güzelliğin benim olduğunu, sorup duruyordum içimden kendime bir yandan gözlerinin içine bakarken;
-benim mi şimdi bu karşımda duran güzel şey?
-Bu elimi tutan pamuk eller, bana bakan eşek gözler, bu yanaklar, bu koku. benim mi şimdi?
-Yok ya resmen bana özel yaratılmış bu, bu kadar mı olur?
Ha bir de, yerine kimseyi koyamayacağımı anlamıştım. bir daha kimsenin onun gibi olamayacağını. yüzüne baktığımda kendimi birine ancak bu kadar yürekten ait hissedebileceğimi. Yeni tanışılan bir yabancı gibi değil de, önceden görmüş gibi, benim için seçilmiş gibi.