gerçek hayat ve insanlar ile haşır neşir olan birisi ile konuştum. ve kendi yaşamımın ne kadar boşa olduğunu bir kez daha hissettim. hiç normal insanlar gibi değilim. açıkçası; bakkala bile gidemem, insanların yanında bulunamam, yaşıtlarım ve çoğu kız alışveriş sever ama ben sevmem zaten öyle bir ortamda bulunmak ciddiyim ancak hayallerimde olur. bir hattım yok telefon desen zaten çoktandır elimi sürmedim. sanaldan arkadaşlarım bazen sesimi duymak istiyor ama pek mümkün değil. evde ''gerçekte arkadaşım olmayan kişiler ile görüşme hakkımın olmadığı'' bir yasa var. insanlar inanmıyor ama. bu devirde herkesin hattı var. bazen kız olduğumdan şüphe edenler bile var. şüpheleri değil de diğerleri gibi olmamı bekleyip tersi çıkınca sizi kırabiliyorlar. insanlara asıl halimden bahsedince benden kaçıyorlar. ama sorunlarımdan bahsetmeyince benden tatlısı yok. bu yüzden ve anlamadıklarından içime atıyorum öğrendiklerinde ise şok oluyorlar. ''senin gibi neşeli birisi nasıl öyle olur, senin dışarı çıkamadığını hiç tahmin etmezdim, fazla abartıyorsun, hastasın'' bilmem ne türlü şeyler ile üstüme geliyorlar. ben bilemiyorum. normal bir kız gibi hiçbir zaman değildim ama böyle olmamak ilk defa bu kadar canımı acıtıyor. şu an. ben hep halimden memnundum. sahip olabileceklerime sahip olamamak üzüyor. sahip olabileceklerime sırf korkum yüzünden yaklaşamıyorum. ben insanlardan korkuyorum. onlardan kaçıyorum hep. hiç yaşıtlarım kızlar ile sohbet etmedim, zaten yanlarında kendimi ezik gibi hissediyorum. hiç öyle kız mıhabbetleri döndürmedim. birlikte erkeklerden konuşmadık. birlikte ağlamadık. birlikte gezmedik. kısacası hiç kızsı şeyler de yapmadık. öyle bir kafeye gideyim hayallerim de olmadı. ya da modaya uyayım ne bileyim şu erkek popülermiş onu araştırayım, makyaj yapayım, yeni makyaj trendleri neymiş bakayım filan hallerim olmadı. saçlarım bugün nasıl derdim olmadı. bir iki tarayıp tokalayıp ya da taç takıp çıkarım, kıyafet ise rahat hissettiğimi giyerim ki genelde ''zevksiz'' giyinirim. makyaj hayatımda bir kez o da teyzemler yaptı. lisede kep töreninde. ben gene yapmazdım ama oturttular zorla yaptılar. parfüm filan pek kullanmam. işte bi oje filan sürerim kızsı o var. takı takmayı zaten sevmem. takınca da ne var ise takarım. bu işleri anlamadığımdan değil ama içimden gelmiyor. kızlar gözlük takar çanta taşır ben de hiçbiri yok. bakımsızım da. gözlerimin altı mor halka halinde. saçlarım sağlıksız ve kelim görünüyor. hayır önceden böyle değildim. sağlıksız ve dengesiz bir hayat sürüyorum. kiloluyum da. ağzım iyi laf yapmaz. birisinin yanında konuşamam. konuşsam kimse duymaz çünkü sessizimdir. suratım asık gibi durur. yani dudak yapım öyle bir de ruh gibi olunca görünüş olarak. insanlar negatif enerji yaydığımı söyler. sadece varlığım ile. bir tek çocuklar ile oynarım onların yanında bile çekingenim. ben bilemiyorum normal kızlara bazen aptal filan diyorum ama hepsi benden daha iyi yaşıyor. geçmişe bakınca hiçbir anım yok. hep günlerim aynı şeyler ile geçiyor. böyle olduğum için normal hayat süren birisi ile konuşamıyorum. yarın kuzenim gelecek ve sırf bu yüzden uyuyamadım hala. çünkü ben insanların yanında tedirgin olurum. onu da küçüklüğüm hatta bebekliğimden beri tanırım ama hala çekinirim ondan. evden çıkmayan ben evden uzaklaşmak istedim. bu öyle bir şey ki. hintlilerin yaptığı bir film var, phobia diye oradaki kız aynı -halüsinasyonlar dışında- ben. izlerken kendimi gördüm. bilmiyorum ya. neden ara sıra böyle insancıl duyguları istediğimi bilmiyorum. tek bildiğim böyle değildim. bu kadar acı vermiyordu. bence eğer dışarıdaki havayı güven ile soluyabiliyorsanız, birkaç adımlık yere çekinmeden gidiyorsanız, insanların yanında kendinizi ifade edebiliyorsanız ve kuzeniniz gelecek diye uykunuzdan olmuyorsanız, şanslısınız.