1) türkiye ab'ye girdiği zaman birliğin en büyük ikinci nüfuslu ülkesi 15-20 yıl sonra en kalabalık ülkesi haline gelecektir. bu demek oluyor ki ab parlamentosuna en çok temsilci gönderen ülke yani başını çeken ülke türkiye olacaktır. bu rol hiçbir büyük ab ülkesi tarafından bırakılmak istenmez. büyük britanya birliğe girmek istediği zaman uzun yıllar fransa tarafından bu sebeple engellenmiştir.
2) türkiye farklı bir kültürü temsil etmektedir. avrupa birliği istediği kadar modern olsun ve her yıl milyonlarca müslüman mülteci olsun türkiye ile bir değildir bu durumdur. avrupa birliği fas, mısır, suriye, ırak gibi ülkelerin başvurmaması için bir sebep kalmayacaktır. birleşmiş milletler gibi bir yapıya bürünmesi avrupa birliğinin amacını bozar. zaten doğu avrupa ülkelerinin katılması ile kaybedilen prestij iyice yerin dibine girer.
3) ülkemizin coğrafi konumu hem genel olarak asya'da hemde sorunlu ortadoğu ülkeleri ile komşu olmamız sebebiyle avrupa birliğini tehdit eden bir diğer unsurdur. türk halkı istediği kadar avrupa birliği için gerekli gelişimi göstersin dibinde savaşlardan çıkmayan ırak, suriye gibi ülkeler ile binlerce km. sınırı olması ve buradan gelen mülteciler ile başa edemeyecek olması sebebiyle avrupa birliği türkiye'yi istemez. her ne kadar asya kıtasında yer alan kıbrıs alınsa da kıbrıs'ın izole bir ada olduğu unutulmamalıdır.
en önemli sebepler bunlardır. bunların dışında terör mevzusu, insan hakları, ermeni mevzusu, basın özgürlüğü gibi konular işin bahaneleridir. eski varşova paktı ülkeler bu konularda türkiye'den daha iyi durumda değildir ama üstteki mevzular gibi büyük sorun teşkil etmedikleri için alınmıştır.