bu şanlı belde hakkı için, senin bu beldeye girişin hakkı için, hem o değerli baba, hem o değerli evladın hakkı için; *biz insanı imtihan ve çile ile içli dışı yarattık*.
o insan, kendi bedeni üzerinde kimsenin söz sahibi olmadığını mı sanır? "ben yığınla servet tükettim" diye övünüp durur. kendisini gören olmadığını mı sanır?
biz ona görmesi için gözler, gönlüne tercüman olacak dil ve dudaklar vermedik mi? ona hayır ve şer yollarını göstermedik mi? fakat o, sarp yokuşu aşmaya çalışmadı. öyle yaparak verilen nimetlerin şükrünü eda etmedi. sarp yokuş bilir misin nedir?
sarp yokuş, bir köleyi, bir esiri hürriyetine kavuşturmaktır. kıtlık zamanında yemek yedirmektir. yakınlığı olan bir yetimi ya da yeri yatak, göğü yorgan yapan, barınacak hiç bir yeri olmayan fakiri doyurmaktır. hem sarp yokuş, gönülden iman edip birbirlerine sabır ve şefkat dersi vermek, birbirlerine sabır ve şefkat örneği olmaktır. işte hesap defterleri sağ ellerine verilecek olanlar bunlardır.
ayetlerimizi inkar edenlerin hesap defterleri ise sol ellerine verilecektir. onların cezası da kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış ateş deposuna kapatılmak olacaktır."