kimisinin memleketi çok iyi yönettiğini iddia ettiği şahıstır.
eh onunkisi iyi yönetmek oluyorsa, aynı dönemde iktidar olan japon imparatoru meiji'nin yönetimine ne demeli?
tabi bazıları diyebilir ki "japonya ile osmanlı imparatorluğu'nun şartları farklıydı". elhak doğrudur. doğrudur doğru olmaya ama şartlar japonya'da hepten uygun filan değildi. mesela osmanlı tarihi boyunca avrupa'nın kıyısında olmuş, en kötü dönemlerinde bile avrupa'nın tekniğinden nasiplenmiş bir ülkeydi. oysa japonlar ok-yay döneminden bir anda çıkıp, büyük bir atılım yaptılar. üstelik iç muhalefet de vardı. sert bir iç savaş yaşadılar.
"çok iyi yönetti" denilenin yaptığı şudur: varsayın ki bir kayıktasınız. kayık habire su alıyor ve hatta kendi dibindeki delikler yetmezmiş gibi, etrafında tur atan jet skiler de kasten su sıçratıyor içine... abdülhamit bir yandan o jet skilerin sahiplerine yalvarır, türlü tavizler verirken, diğer taraftan elindeki maşrapayla suyu boşaltmaya çalışıyordu. asıl problem olan deliklerle ise pek az ilgilendi. hatta dolan suyun çoğu o deliklerden geliyorken, onlardan çok, çevresinde dolaşan jet skili şımarıklarla uğraştı. kayığın batacağı kesin olduğu halde gerekli tedbirleri almadı.
bu şekilde o kadar idare etmek de marifettir elbette ama kimi nankör hainin, çok ama çok daha zor şartlar altında, dibe batmış kayığı yüzeye çıkaran, deliklerini onaran, çevresinde dolaşan jet skili şımarıklara haddini bildiren atamıza laf edip, bunu yere göğe koyamaması hakkını vermemize engel oluyor.