kendi isteği ile ismini değiştirip polonya vatandaşı olmuştur. kimse ona memleketine gelme dememiştir. vatan hasretiyle filan yandığı yoktur. bunu arkadaşı va-nü de hatıralarında anlatır.
sonuçta kendisini bir polonyalı gibi hissedip polonya vatandaşı olmuştur. bunu eleştirmekte bize düşmez. haa, kaba etinden sallıyorsun diyenler olacaktır o yüzden de "lehistan mektupları" adlı şiirini aşağıya almak istiyorum;
sevgilim,dayı kızım,memedimin anası
dedelerimizde biri
1848 polonya muhaciri
belki o varşovalı güzel kadına,senin
ikizmişsiniz gibi benzeyişin bundandır.
belki ben bu yüzden böyle sarı bıyıklı
böyle uzun boyluyum,
oğlumuzun gözleri böyle kuzey mavisi.
belkide o yüzden bu ova bana
bizim ovaları hatırlatıyor,
yahut da bu yüzden bu leh türküsü
içimde derin yarı aydınlık
uyuyan bir suyu kımıldatıyor.
lehistandan gelmiş dedelerimizden biri
gözlerinde karanlığı yenilginin,
uykusuz geceleri borjenskinin
benimkilere benzer olmalı
tıpkı benim gibi o da
çok uzaklarda kalan bir ağacın altında
unutmuş olabilir uykusunu
.....
efendim m.kemal'in " bu şiirlerde türk milletinin canına kast eden bir bomba var." sözünü de bir kenara bırakalım hadi.
vatan haini de demiyorum. fakat kendisinin hayatını yeterince iyi bilen birisi olarak komünistler tarafından fazla şişirilen, dünya edebiyatına yeni bir şey getirmeyen, vasat bir mayakovski taklidi olarak görüyorum. ki çoğu edebiyatçı, edebiyat profesörü sonra sonra da olsa bu gerçeği kabul etmekte.
tek bir ideolojiyi hayatının merkezine alarak kendsine de büyük haksızlık yapmıştır bana göre. yazıktır!