(bkz: senin adını kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım)
ve yine nazım’ ın ankara merkez komutanlığı
cezaevi’ nden, 24 mayıs 1938’ de piraye’ ye yazdığı mektubun ilk sözleri de şöyledir:
(bkz: karıcığım, kol saatım bozuldu. ben de mekanizmayı çıkardım ve çerçevenin içine sizin resimlerinizi koydum. şimdi saate bakmıyorum, çünkü saat mefhumunu zaten yavaş yavaş kaybetmekteyim, saate bakmıyorum, bileğimde senin
mini mini başına bakıyorum. )
ancak daha sonra yapı kredi kapsamında açılan sergide nazım' ın kayışında ki ismin piraye değil vera olduğu görülür.
bu nasıl bir ihanettir diye düşündürüp duruyor bana.
piraye' nin ölüp aşkından, yine de dönmemesi nazım' a nedendir sorusuna cevap bizim bilgimiz böyle birkaç şey ile sınırlıyken piraye' nin kim bilir ne dertler çekmiş, ne ihanetler tatmış olmasıdır.
böylesine güzel bir şairin hayatını deştikçe üzücü detaylarla karşılaşıyorum. en iyisi şairlerin hayatlarına karışmayıp şiirlerini sevmek mi yani?