ülkedeki aşırı çomar ve suriyeli sayısı göz önüne alındığında göz ardı edilmeyecek ihtimal.
bunu dile getirmek için tabii ki de tanımdakinden biraz daha fazla gözlemimiz var.
1) cumhurbaşkanının "iç savaş çıkarsa ezer geçeriz" lafı.
bunu neye dayanarak söylediği bilinmiyor. kimler arasında iç savaş çıkacak? savaşı kim çıkaracak? ezip geçilecek olanlar kimler? ezecek olanlar kimler? polislere ağır silahlar verilmesinin altında başka birşey mi yatıyor?
2) "çomar" diye tabir ettiğimiz neye inandığını bilemeyen, kendini vatansever zanneden, müslüman olduğunu düşünen cahil kesimin çok rahat bir şekilde bir örgüt yapılanmasına yönlendirilmeye açık olması.
şimdi bu adamlara birisi "vatan elden gidiyor, al bu silahları vatanını savun" dese, eminim ki zerre sorgulamadan bu işe girişir. ne yazık ki bu tiplerin yetiştirildiği ortamda sorgulama yapmaya, analitik düşünmeye izin verilmiyor. sadece lider belledikleri kişinin söylediklerini uygulayabiliyorlar.
böyle bir durumda "vatan elden nasıl gidiyor, kim saldırıyor, nereye saldırıyor, bunun arkasında kim var, yaptığım iş doğru mu, düşmanım kim, düşmanımın amacı ne?" gibi sorular soramayacaklar ve sadece emir aldıkları için savaşa girişecekler.
3) tabii ki iş sadece çomarlarda bitmiyor. iktidar partisi tarafından ülke insanlarının çok hızlı bir şekilde kutuplaştırılması da göz ardı edilmeyecek bir durum.
bu durumda çomar kesimiyle mücadele etmek isteyen karşıt görüşlülerin de kendilerince "vatan kurtarma" olayına girme ihtimalleri var. ülkemizde yaşanan kutuplaşma biraz daha arttığı takdirde diğer görüşlere mensup kişiler de artık silahlı bir örgüt yapılanmasına sahip olmanın gerekliliğini düşünebilirler. ve ne yazık ki ülkemizin istihbaratı bu oluşumları engelleyecek kadar nitelikli değil. bunu daha önce yaşanan olaylardan gördük.
4) ülkede bulunan tarikatların faaliyetlerine göz yumulması.
her ne kadar "dinci" bir örgüt oluşumda bu yapılanmaya dahil olacak gibi görünseler de, olası bir görüş ayrılığında bu tarikatlar kendilerince bir güç oluşturmak isteyeceklerdir.
bunun en basit örneği akp ve fetö dür. iki taraf da aynı görüşe dahil olmasına rağmen uzlaşılamayan konular sonucunda fetö elindeki gücü kullanmaya çalışmıştır. bunu inkar edemeyiz. ilk başlarda birlikte hareket etmelerine rağmen bir "çıkar çatışması" olarak görünen anlaşmazlık sonucu iş bu noktaya gelmiştir.
ülkemizden yeni bir terör örgütü çıkma ihtimali ne yazık ki bunlar gibi daha bir çok etkenle kuvvetlenmekte. ve ilk olarak akla gelen şey ülkedeki "cahil müslüman" (bakın cahil müslüman diyorum, bilinçli olanların dışında kalanlar yani) kesim tarafından "vatanseverlik" kisvesi altında oluştutulacak "aşırı dinci" bir örgüt.
görünen o ki diğer görüşlerin de bu şekilde bir girişimde bulunmaları muhtemeldir fakat yukarıda yazdığım etkenler, ülkemizden yeni bir "dinci terör örgütü" ortaya çıkmasında göz ardı edilemeyecek şeylerdir.