yılmaz erdoğan'ın her zaman yaptığı gibi kelime oyunlarını ana ekseni üzerine oturttuğu ve bununla beraber vermek istediği mesajı izleyicilere vermeyi başardığı iki kişilik oyunu. *
* * *
yılmaz edoğan bu oyununda son dönem türk sitcomlarında sıkça başvurulan bir yola başvurarak sürekli yanlış anlama üzerinden oyunu sürdürmeyi denemiş. oyuncular arasında birşey anlatıldığında her seferinde diğer oyuncu konuşulanları bilmiyormuş ya da bahsettiği kişi kendisi değilmiş gibi davranıyor. bu tarz bir işlem tadımlık olarak kullanıldığında izleyicinin hoşuna gitse de belli bir süre sonra izleyici sıkıldığının farkına varabiliyor.
* * *
aşk kadim bir konu o yüzden onu anlatmaya yeltenmek biraz cesaret ister. çünkü bugüne kadar her ozan, aşık, yazar, şair vs. onu anlatmanın her yolunu denemiş. bunun için böyle bir konuda kalem oynatmayı göze almak bile başlı başına bir cesaret ister ki yılmaz erdoğan bu konuda gayet cesaretli davranıyor. ama bu oyunda yılmaz erdoğan modern hayatın çıkmazlarına ve çoğu erkeğin 'kabullenemediği' şeylere bir anlamda değinmeye çalışmış. örneğin oyunun bir yerinde yılmaz erdoğan'ın eşi olan demet akbağ eski sevgilisinin evindeki barbekü partisine yılmaz erdoğan'ı da götürmek istiyor ama bunu erkekliğine bir türlü yediremeyen erdoğan bir erkeğin aklına gelmesi muhtemel tüm olasılıkları sıralayarak işin içinden sıyrılıp gitmemeyi başarıyor ve beklenen soruyu soruyor: insanlar bir zamanlar sevgili olup ayrıldıkları insanlarla neden tekrar bir araya gelmeye devam ediyorlar?
* * *
çoğu erkeğe bu maço bir tavır gibi gelebilir lakin kıskançlık her insanda belli oranda mevcut bir duygu. modern zaman onu bastırılması ve mümkün olduğu oranda açığa çıkarılmaması gereken bir duygu gibi sunuyorsa da erdoğan son oyununda bu duygudan pek de kolay bir şekilde kurtulamayacağımızı gösteriyor.