fetöcü müdür değil midir gerçekten bilmiyorum. ama fetö tarafından devlet bahçeli yerine mhp' nin başına geçmesi pek bir makul görülüyormuş gibi bir his var içimde hemide kuvvetli bir his. eğer kendisi fetöcü değilse bununla ilgili ne yapabilir bilmiyorum ama birşey yapması gerektiğini düşünüyorum. çünkü kimse durup dururken meral akşener hanımefendiyi siyasetten elinin ayağının çekmesini istemiyor. birşeyler var belki de açıklayamıyoruz, anlatamıyoruz ama fetö ile meral akşener arasında en azından algı olarak bir bağ var gibi gözüküyor. bu algıyı ona buna kükreyerek değil, devlet bahçeliye olan tutumunu değiştirerek daha yapıcı muhalefet sergileyerek kırabilir. devlet bahçeli mhp'nin reisidir. öyle kolay kolay da söküp atılacak bir isim değildir.
gelelim fetöcüler ile akpartinin maziisine, nitekim pek çok defa buna atıf yapılıyor. bu sayfa altında dahi o atıflarla karşı karşıya geliyoruz. evet;
1-- fetö denen bu yapının 40 yıllık mazisini unutmamak gerekir.
2-- akparti' nin milli görüş hareketinin bir devamı olduğu unutulmamalıdır ki 40 yıllık fetö hayatında bir tek erbakan hoca ile çalışamamış, anlaşamamıştır. yani velhasıl kelam akparti kökeni itibariyle fetö ile uyuşmamaktadır.
3-- balyozdur, ergenekondur, genç subaylar rahatsızdır, e-muhtıradır... bunları unutmamak gerekir. evet, balyoz ve ergenekon abartı aynı 17-25 aralık gibi, aynı 3 temmuz şike süreci gibi ama hem yolsuzluğun hem de şikenin olmadığını söyleyebiliriz miyiz bilmiyorum, erdoğan' ı seven birisiyim bunu açık yüreklilikle söyleyebilirim. onun yolsuzluk yaptığını düşünmüyorum ancak bakanlar konusunda emin değilim. ateş olmayan yerden duman çıkmaz. velhasıl kelam balyoz ve ergenekon davalarının büsbütün yanlış olduğunu düşünemiyorum. burdan çıkaracağımız ise akparti'nin üzerindeki kemalist vesayetin baskısı olacaktır. evet belki sıklıkla duydunuz ama anlamamakta ısrar ediyorsunuz. e-muhtıra bunun en büyük kanıtıdır. bırakılsa asker, bürokrasi vs akparti' yi parça pinçik edeceklerdi. akparti o zamanlar cemaat denen bu yapıya muhtaç kalmıştır.
4 -- dördüncü başlığımız üçüncü başlığın devamı niteliğinde. unutmayalım ki akparti bir tek oyla kapatma davasından kurtulmuştur. yani bak arkadaşım, bak kardeşim akparti, cemaat olarak adlandırılan bu yapıyı geçmişi ve kökeni itibariyle sevemez ve aynı yerde bulunamazdı ama koşullar akparti ile cemaati aynı yolda yürümeye itti.
5 -- bu da sizin haklı olduğunuz kısım. kemalist yapı akpartiyi fazlaca rahatsız ediyordu bir nevi denize düşen yılana sarılmıştı ve en nihayetinde kemalist yapı kırılmaya başladı. bu noktada akpartinin cemaatin yaptığı her şeyi kabul ediyor da diyemeyiz. ilker başbuğ tutuklandıktan sonraki recep tayyip erdoğan açıklamalarına göz gezdirmenizi öneririm. evet haklı olduğun kısım ise akparti cemaat ile fazlasıyla içli dışlı olmuştur. geçmiş gerilimlerini geçmişe sünger çekmişçesine unutma noktasına da gelmişti akparti. dolayısıyla akparti ve cemaat, evet fazlasıyla ve gereğinden de fazlasıyla içli dışlı olmuştur ve bu akparti' nin hatasıdır.
6 -- 17-25 aralık sonrası chp ile cemaat yakınlaşmasını da unutmayalım. hiçkimse bunların 15 temmuz' daki gibi işler yapabileceğini düşünmemiştir. düşünse işbirliğine girişilmezdi değil mi kardeşim. yani kardeşim demem o ki akparti bu ülkenin bir gerçekliğidir, yüzyıllar öncesine atıf yapabilen, kuvvetli bir geçmişi kökeni itibariyle olabilen bir partidir ve tabanı da kuvvetlidir. tabanının da ölüme giderken yaptığı atıflar tarihidir. yani artık akparti' yi illegalize etmeyi bırak ve bu ülkenin bir gerçekliği olduğunu kabul edebil be artık kardeşim.
