gün geçmiyor ki her yeni gelen bölümüyle biz lost severleri şaşırtmasın dediğimiz dizi. evet efendim sözlük formatı gereği bir şeye benzemeyen tanım cümlemizi girdikten sonra gelelim bol spoiler eşliğindeki 4x10 kritiklerine.*
--spoiler--
açılış cümlem bellidir efendim; bölüm itibariyle nihayet jack ve kate birbirlerinin olmuşlardır.ayrıntı bilgi için lütfen;
(bkz: birbirlerinin olmak)
gelelim asıl mevzuya efendim. dizinin bir yerinde jack'in bizim sarışın velet aaron'a bir hikaye okuduğunu gördük. devamında ise aaron'ın öyle sanıyorum ki anlatılan hikayenin etkisi ile adeta bayıldığını fark ediyoruz. peki jack tarafından minicik sabi olan aaron'a okunan hikayeye hiç dikkat ettiniz mi sorarım size ey okurlar? hiç merak etmeyin ben hemen birebir satırları sizlere sunuyorum;
"...bir düşüneyim. bu sabah uyandığımda aynı kişi miydim?
ama aynı kişi değilsem,
sıradaki soru...
kimim ben allah aşkına?
işte büyük bilmece bu"
e pes! ben pes diyorum başkada bir şey demiyorum. henüz minicik olan sabiye bu okunur mu allah aşkına. çocuk zaten hayatının bir döneminde deli gibi bir girdap dahilinde belki bin defa kendine soracak "ben kimim" diye. henüz kendinden bile bir haber olan yavrucağa niyedir böyle hikayeler. git alice'in şu çılgın maceralarını içeren masalları okusana yavrucağa. zaten hiç merak etmeyin hemen ardından jack bombayı patlatıyor ve şöyle diyor;
"babam eskiden bana bu masalı okurdu."
belli zaten belli. ah benim al yanaklı, gürbüz oğlanım. ah benim hasta ruhlu jack'im, evladım.* zaten hiç şaşırmadım buna merak etme yavrum. hep o baban olacak adam yüzünden bunlar. zira senin suçun yok, ne gördüysen o. di mi yavrucum.
ya o değilde şimdi fark ettim bu dizi benim anaç tarafımı fena halde ön plana çıkarıyor. böyle yüzüme bir nur, yanaklarıma pembelik vurdu yahu.**
--spoiler--