enfal 60'ın diyanet(eski) çevirisi: Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah'ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda sarfettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir.
ayrıca şunu da eklemek isterim.
Düşmanın silahıyla silahlanın!
Mısır’ın fethinden sonra esir Memlük kumandanlarından Kayıtbay Yavuz Sultan Selim‘in huzuruna getirilmişti.
Aralarında şöyle bir konuşma geçti:
“- Söyle bakalım Kayıtbay, cesaret ve kahramanlığın ne işe yaradı?”
“- Cesaret ve kahramanlığım hâlâ var ey Sultan! Yalnız, bize ne yaptıysa ordunuzdaki toplar yaptı!”
“- Anlamadım!..”
“- Berberilerden biri, Venedik’ten top getirerek bize satmak istemişti de, Peygamberimizin, “ok ve kılıç kullanın” şeklindeki emrine aykırıdır diye satın almamıştık. O satıcı bize, “Yaşayan görecektir ki, memleketiniz top yüzünden elinizden çıkacaktır” demişti. Meğer doğruyu söylemişmiş!”
“- Din kaidelerine böylesine bağlı idiniz de, Allah’ın, “Düşmanın silahına aynı silahla karşılık veriniz” emrine neden uymadınız? Bilmez misiniz ki, “Ok ve kılıç kullanın” demek “Başka silah kullanmayın” demek değildir. O zaman o silahlar varmış, şimdi de bu silahlar var!”
umut ışığı göremeyenlere duyurudur bu. tamam, hepimizi yok edebilecek silahları var. ancak kendilerine dünya'dan başka yurt yoktur. eskiden idi yok etmeye yönelik mücadeleler. şimdi ise bunun yerini göz dağı vermek ve yönetmek ile ilgili mücadeleler almıştır.