10. bölüm temposu düşük olduğu için pek beğenilmese de aslında çok fazla şey içeren bir bölümdü.
--spoiler--
hurley'ın kısacak konuşması çok fazla şey ifade ediyor bence. adadan kimsenin kurtulamadığından bahsediyor. ayrıca charlie, jack'in geleceğini söylemiş üzerine christian'ın da jack'i ziyaret edeceğini söylemiş. demek ki bunlar hayal değil, adada ölenlerin ruhu bizimkilerin yanına uğruyor. zaten bu kurtulma meselesi karışık, hiç kimseyi kurtarmaya niyeti olmayan askerlerin arasından nasıl kurtuldular bilinmez ama işler karışık.
keza askerler, bir tanesi yaralanmış diğerleri sapasağlam, black smoke güç mü kaybetti içeride otura otura. bu büyük ihtimalle saldırdı ama öldürmediden daha karmaşık bir olay.
jack'in claire ile kardeş olduğunu öğrendiğini anladık. bu arada claire yitti gitti, aaron'un kategil'lerde olduğunu düşünürsek daha da ortaya çıkmayacak, ne olduğunu bilemeyiz.
bence en kısa sürede atlanan ama en önemli noktalardan biri kate'in sawyer için birşeyler yapmaya çalışıyorum dediği yer. sawyer adada kalmış kendi seçimi ile, kate ne yapıyor olabilir? biriyle buluşuyordu, bu kişi bir dharma çalışanı falan mı, bizimkileri ziyaret eden kara adam mı? yoksa acaba ölenlerden biri mi, charlie veya christian gibi? ama ona söz verdim dediğinde, daha çok sawyer'in bir kızı mı oğlu mu ne vardı para bıraktığı, onunla ilgili olabilir, ona gidiyor olabilir diye aklıma gelmedi değil.
bu arada christian ada ile ne alaka diye düşündüm ama cesedi adada bir yere düştü sonuçta. belki ada onu kabul etmiştir o şekilde.
gelelim bölümün bence asıl konusuna, aaron. aaron'u claire'in büyütmesi gerektiği, kahin tarafından defalarca vurgulanmış hatta claire bebeği vermesin diye onu adaya düşecek bir uçağa bindirmişti. bu arada bu elemanın adayı nereden bildiği falan da ayrı bir sır ya neyse.
claire gidince jack ve kate çocuğa bakıyordu ama charlie öteden bir haber uçurdu ve onu siz büyütmeyin dedi. bu noktada anlıyoruz ki aaron çok kıymetli. bununla beraber, sen değil o büyütsün gibi birşey neden söylenir. claire, çok değişik nitelikli biri değil. bunun tek açıklaması çocuğun geleceğinin biliniyor olması ve farklı ebeveyn ile geleceğinin değişme ihtimali.
zaten zaman atlamalarına alışkın biz izleyiciler, burada ister istemez, aaron birinin çocukluğu mu düşüncesine kapılıyoruz ama ne tip ne isim itibari ile buna yakın biri gözükmüyor. biraz uçarsam aklıma gelen şey, aaron musa'nın kardeşiydi, büyününce de bir peygamberinin ismi mi verildi acaba kendisine, jacob gibi, yok biraz fazla uçuk oldu bu. zaten miles'in devamlı olarak uzun uzun baktığı kişinin claire değil, aaron olduğunu düşünüyorum. hissediyor adam birşey.
valla bu son edit(4ncü) : jack'in cıbıl dolandığı sahneleri dondurunca, apandisit bölgesinin üzerinde hafif bir çizgi görüyoruz. bu devamlılık dikkatinden dolayı bir alkış diziye.
yemin bozan edit: şu anda ne gereksiz sahne diye izlediğim duman dedektörünün ötme sahnesinin gayet önemli olduğunu idrak ettim. duman dedektörü? black smoke? o zaman ilk dediğim charlie'nin falan gerçek olması teorisi patlar. duman, dünyada da geziyor. anaam ne karışık şey lan bu.
--spoiler--
sonuç olarak herşey yavaş yavaş rayına oturmaya başlamışken, aksiyonun bini bir parayken, 10. bölüm gelmiş ve uhuu daha neler var siz uyuyun demiştir bize. kesinlikle çok iyi bir bölümdür, kafadan 10-15 soru işareti bırakıp gitmiştir.