--1. Bölüm spoiler--
Güzel bölümdü fakat havada kalan çok şey vardı. Mesela prensesi kimin kaçırdığı.. Gönderdikleri parmak kime ait? Prenses neler anlattı kaçırılmasına dair? Bunlar dışında olay aslında trajikomikti amaç dünyayı kurtarmak olsa toplanmayacak o kadar insanın pm.nin domuz s.ktiğini görmek için ekranlar önünde buluşması..
--spoiler--
--2.bölüm spoiler--
1984. Ayynı. Romandaki gibi sürekli seni esir alan bir ekran, gönüllü kölelik.. Bu bölüm daha çarpıcıydı bence çünkü direkt bizi anlatıyor. Distopya falan değil direkt realite. Evet tüm dünyadaki yetenek yarışmaları ve ülkemizde reyting rekorları kıran acun.. Geçen canlı yayındaki kadraja memeleri alalım rezaleti.. Aynı yani bi fark yok.
Adamın sisteme başkaldırmak için gittiği yerde sistemin kölesi olması. Elimizdeki telefonlar ve sanal gerçekliğin aslında bi boka yaramayıp sadece zaman öldürmesi.. Aslında onların bize değil bizim onlara ait olmamız.
Dünyada popüleritesini yitirmeyecek bişey varsa o da yemek ve cinsellik.
Ve insan dediğin bu ikisinden feda etmemek için kendini feda edebilir.
--spoiler--
--3.bölümü de izledim spoilerı--
Bu bölümde nedense çok fazla müzik kullanılmaması dikkatimi çekti. Ya da bana mı öyle geldi? Bilmiyorum izlediğim şeyin müzikal kalitesiyle fazlaca ilgiliyimdir ve bu bölümün böyle sessiz yapılmasının dramatikliği artırdığını düşünüyorum. bölümün gerilimini gerçekçiliği vermiş.
Konuya gelirsek, güzel konu güzel işleyiş. Kadın skyler white ın ruh ikizi gibi. Ve son ana kadar da iyi kotardı. Beklemiyordum sürprizli bir son oldu. Ama ben adam karısını da, diğer adamı da öldürür diye düşünmüştüm, olmadı.
Bu bölüm de diğer bölümler gibi teknoloji mi istiyorsunuz, alın size teknoloji demiş.
Çipi çıkarınca evet kayıtlı görüntüler gitti ama hafızası da silinmedi sonuçta. Adam ömür boyu bununla yaşayacak.
Bu da bana prestijin başındaki cümleyi hatırlattı.
"Siz sırrı çözmek değil kandırılmak istiyorsunuz." hayatın da bir sır olduğunu düşünürsek...
--2.sezon 1.bölüm spoiler--
Çok iyiydi. Şimdiye kadarki enn iyi bölümdü bence. Ama üzücüydü ve her zamanki gibi düşündürücü. Bana baya bir şeyi hatırlattı. Neil shusterman'ın ıskartasından gülten dayıoğlu'nun mo'nun gizemi ne kadar geniiiiiş bir yelpaze..
Ortaokuldayken insan klonlama deneylerine çok meraklıydım. O dönem başlamıştı bilim insanı olma isteğim. Ama o zamanlar daha idealisttim diyebilirim, bilim- vicdan ikilisinde bilimi seçerdim.
Kısaca anlatmak gerekirse, ortaokulda kendi kendime düşünürdüm. Bir adam var, hasta, kanser her yere sıçramış, iyileşmesi için neredeyse vücut nakline ihtiyacı var. Bu adamı klonluyorsunuz. Organlarını değil, komple. Bilimkurgu filminden fırlamışçasına hayal edin. O adamın aynısı. Duyguları, düşünceleri var ve orjinal adamımızın aynısı. Sizin bu klonu yapma amacınız onun organlarını alarak hasta adama vermek. Ama artık klonunuz da kanlı canlı insan. Bu durumda, organlarını alırsanız onu canlı canlı öldürmüş olacaksınız. işte ben ortaokuldayken aman iyi de onun klonlama amacı bu zaten, ölmek. Tabiki organları alınacak derdim. Sanırım korkunç bir çocuktum. Aslında değildim. Neyse.
Konuya dönersek.. Kadının ölen kocası yerine gelen adam baya bildiğin insan. Gerçi yaşamsal ihtiyaçları yok. Ama seks yapacak kadar, uçurumdan atlayıp ölmemek için yalvaracak kadar da insan. Yukarıda bahsettiğim durum yani. Ve kadın onu öldürmek istedi. Adam yalvarmasa gerçekten de ölecekti ve bu korkunç. Bu noktada, dizinin ana teması olan teknolojinin karanlık yüzüne geliyoruz. Ve Evet haklılar teknoloji gelişirken biz ve insanlığımız ölüyoruz...
Not: bu arada, kadınla kopyanın seks sahnelerinde bir an kadın oh bee iyi ki ölmüş bu yeni model çok daha iyi diyecek ve beraber gayet mutlu mesut hayatlarına devam edecekler sandım ahsksjskjs amaa gördüğünüz gibi, her şey seks değil arkadaşlar...
--spoiler--
--s2-e2 white bear spoiler--
Gerilim. Fazlaca gerildim. Hatta bi ara ekranı küçültüp öyle izledim.
En başa dönersek.. Kadın hafızası kayıp bi şekilde evden çıktığında, silahlı adam gelirken herkesin elinde telefon olayı çekmesi ve kimsenin yardım etmemesi bana acaip the truman showu hatırlattı. Ve de hunger gamesi. Dedim, şu zamanda bile bbg tarzı yarışmalar popüler(kısmetse olur), gelecekte kimbilir neler neler yapılır.. Ki bu da dizinin karanlık yönüyle oldukça bağdaşan bir konu olurdu.
Ve her şeyin oyun olduğunu, bir realty show olduğunu ama bunu zavallı, akıl hastası bi kadında uyguladıklarını düşündüm. Ve o malum sahnede, kadını sandalyeye zincirlediklerinde insanlık bitmiş nasıl da dalga geçiyorlar zavallıyla dedim.
yani her şey anca bu kadar yanlış anlaşılabilir.. Bu açıdan baya sürprizli bir bölümdü, genelde olduğu gibi...
Bunun dışında, yöntem gerçekten korkunç. Ama dizinin konusu bu zaten. Sıradışılık. O yüzden, fazla lafa gerek yok diyorum :)
--s2 e4 noel özel bölüm spoiler--
Or gaz mik bir bölümdü! Müthişti ya tek kelimeyle müthişti! Tek bir hikaye değil, 3 tane ayrı hikaye barındırıyordu ve hepsi birbirinden güzeldi.
Bu bölüm hakkında konuşacak baya bir şey var ama bir yandan da o kadar güzeldi ki, konuşmak istemiyorum. Olay içinde olay distopik bilim kurgu..
En baştaki ilişki rehberimiz, şu çocuğa kız tavlatan adam suçsuz bikere. Ne yani ya adam yardım ediyor? Tamam öldüğünü gizlemiş ama kim olsa aynı şeyi yapardı sonuçta ölen ölmüş ve yapacak bir şey yok başını niye boşuna belaya sokasın?
Bunların yanısıra, ben sondaki adama çok üzüldüm.. Çünkü dedeyi yanlışlıkla öldürdü. Ayrıca dede de az değildi elinde bıçak vardı. Hani tamam değil ama zorlasak nefsi müdafaya girer bence. Karısının yaptığı orospuluk daha vahim bence... Sen adamla gül eğlen, adam desin çok güzel bir çifttik harika bir ilişkimiz vardı, sonra git çekiğin birinden çocuk peydahla. Hem de o da evli ve karısı da iş arkadaşın.. Yani diyecek laf bulamıyorum.. Adamın ömrünün geri kalanında çekeceği işkence bu durum için fazla bence. Baya üzüldüm.
Gelelim diğer adama, onun ilk öyküsü neyse de ikinci, şu çerez öyküsünü acaip benzettim stephen meyer'ın the host kitabına. Hani ruhun enseden alındığı gibi, bilinç beyinden çıkartılıp bir fanusa hapsediliyor. Ama tam olarak anlayamadığım yerler var,
Bunu yaptırınca insan duygularını, hislerini de kaybediyor mu?
Yerine konan "şey" mi gerçek bilinç, yoksa ameliyatla alınıp fanusa hapsedilen mi?
Bunu bir insan kendisine neden yapar? Kişisel asistan istiyorsan gider tutarsın, olmadı ajanda tutarsın telefonuna alarm filan kurarsın aq. Beyin ameliyatına girip ruhunu çıkarttırmak niye??
Bu bölüm baya vicdan muhasebesi yaptıran bir bölüm olmuş. O fanusa tıkılan kadına ayrı üzüldüm, hapse tıkılıp beyninin içinde sonsuz döngüye giren adama ayrı, en son herkes tarafından engellenen adama ayrı.. Black mirror gene yaptı yapacağını.
--spoiler--