köy enstitülerini yeniden açmak

entry17 galeri
    10.
  1. yıllarca halkın (bkz: köydüm indim şehire) durumu, büyük adam olma hayalleri ile köyden şehire göçmesi ile başladı. devamında genç nüfusun azalmasının yarattığı açığa karşılık köylüler gerekli iş gücünü makinelerle kapatmıştı ki deli gibi vergilerin sıvamasıyla köylünün tarımla alakası iyice kesildi. doğru dürüst kazançları yok niye devam etsinler? zaten ihtiyaçlarını dışarıdan almayı ve halka vergi sokmayı hobi edinmiş bir takım sövülesi büyükler varken. artık o boş tarlalarda indeki cinler çift kale maç mı yapar, pkklılar ip mi atlar bilmiyoruz. buradaki dırdırımın sebebini sonda.

    köylerimiz her geçen gün hayaletlerin bile uğramaya üşendiği bir yer haline geliyor. 10 yıldan bile az sürede köylerimiz büyük kısmı tatil mekanı olacaktır tahminimce. sen biraz huzur sessizlik adına yola çıkıp yıldızları izlemek isterken. köy olması gereken yerde değil. koskoca 5 yıldızlı otel. yanında barlar, restoran ve market zincirleri. bir zamanlar senin köyün iken ilerde kalmak için para ödemek zorunda kalacaksın.

    şimdi herkesin özel olmak farklı hissetmek üstün olma isteğiyle dinini, dilini, ırkını, cinsiyetini ve hatta giyimini kullandığı şu günlere düşmemek içindi köy enstitüleri. köy enstitüleri ülkemizin birlik ve beraberliği açısından büyük bir öneme sahipti. çünkü kimse senin dinini, dilini, ırkını, cinsiyetini veya giyimini sorgulamıyor. önemli olan senin bir işin var. a köyünde ya da c şehrinde farketmez. oraya gidip işini yapmandı önemli olan. şehirli gitti köye. köydeki geldi şehre. kişi gittiği yere ve oradaki insanlara yabancı olsa bile (kaç yıl olduğunu unuttum) orada belli bir süre çalışmak zorundaydı. süresi dolduğunda başka yere, başka yere. bu sayede kişiler ülkenin farklı yerlerinde doğmuş büyümüş olsa da ülkenin diğer kesimlerini görüp yeni yeni yüzler tanıyorlardı. günümüzde istediğiniz gibi toplanıp vatan millet sevgisi diye bağırın o üç gün sonra yol görseniz tanımayacağınız insanlarla. bilemem belki ben hatalıyım ama birlik olması için içindekileri bilmek gerektiğini düşünürüm. günümüzde gitmediğimiz görmediğimiz şehirlerimizde olup bitenleri anca medya ve internetin müsade ettiği kadarını biliyoruz. tanımıyoruz ki kimseyi. işte köy enstitüsü milliyetçiliğimiz, birliğimizi güçlü tutmak ve kendi kendimize yabancı olmamak içindi. adam kayırmadan.

    belki biraz hayalperest kaçıcak ama eğer bu köy enstitüsü kapatılmamış ve başarılı bir şekilde günümüze kadar gelse acaba gene böyle mi olurduk? sokağa çıktığında kendi toprağına yabancı, kendi insanından şüphe duyan bireyler olur muyduk gene? belki de olmazdık. belki devlet köyler için yeni çalışmalar yapar mıydı? köylerimiz daha gelişmiş, ihtiyaç duyulan şeylere (fordçu mekanı ve konservenin icadına sebep olmuş metrobüsler olmasa da hastane mesela) daha kolay ulaşabilir miydi? belki insanlar şehre büyük biri olmak için gitmeyi keyfine göre yapar, tarıma ve hayvancılığa yoğunlaşırdı. belki dış ülkelerden daha az şey almaya ekonomiyi güçlendirmeye başlardık. belki köyde yaşayan insanların (ya da devletin) aklına bir fikir gelir ve bu yerleri fazladan gelir ve turizme katkı umuduyla tatil yerleri yapılabilirdi. isteyen tarlalarda isteyen bununla uğraşırdı. yanlış olmasın gidip animatör dolu 4 yıldızlı otel inşa etsinler demiyorum. köy ve çevresindeki alanı kontrol edip (kaza ihtimallerine karşı) uygun bir yere han yapılabilir mesela. başta garipsenirdi belki ama biz misafir sever insanlarız. çok uçuk bir hayal değil mi? bu hayalde birşeyin amacından yola çıkıldı, başarılı olduğu farz edildi ve herkesin (devletin bile) ülkenin iyiliği için çalışsa olabilecek şeylerden biri ortaya konuldu.

    tabi imece usülünün dedelerimiz ve anneannemiz zamanında sonra kaybolması ve köy enstitülerinin kapatıldığı bir zamanda yaşıyoruz. umarım şuan böyle bir şey yapılmaz. çünkü bizim ülke anlamaz ve gerçekten "istanbuldan gelen öğretmen şehit edildi." veya "iki ay önce hatay'a tahini çıkmış Z.L. tecavüze uğradı." gibi gibi haberler görmek istemiyorum.
    1 ...