kısmen doğru, ancak kesinlikle eksik bir tespit. deveye "boynun eğri" deme vaziyeti.
diyelim ki kilo verip sağlıklı bir yaşam tarzı edinmek isteniyor. yapılması gerekenlerin listesi üç aşağı beş yukarı belli: şekeri ve yanmış yağları kesmek, karbonhidratı azaltmak, kültür fiziğe başlamak, uykuya dikkat etmek, zararlı kabul edilen alışkanlıkları sınırlamak, elbette akıl sağlığına da önem vermek.
burada "din" diye bahsedilen, sağlıklı yapılanmak isteyen günümüz toplumunun dikkat etmesi gereken unsurlardan sadece bir tanesi. nasıl sadece şekeri kesip listenin geri kalanına aldırmayarak sağlıklı bir bünye sahibi olmak mümkün değilse, sadece dini işaret edip toplumun randımana gireceğini hesaplamak ta eşit derecede imkansızdır.
denebilir ki, "ama din en büyük mesele!". belki. ama burada neyin ne kadar bilmemne olduğu değil ki o "mesele": adlarını vermeden dini pek iplemeyen siyasi akım ve dünya görüşündeki insan, grup, parti veya örgütleri şöyle bir kafandan geçir. ara sıra, o da ancak konu BAşlığı olarak "bilim, sanat, medeniyet" demekten başka, toplumun kültürel altyapısını değiştirecek ne yaptılar? tam aksine sürekli ve iştahla geleneğe ve şekilciliğe oynadılar, beylik lafları onyıllarca tekrarladılar. kitle sevdi elbette, insanlar risk almak yerine bilinenlerin tekrarlanmasını güvenli bulur. oysa medeniyetin çılgın vaziyeti sürekli yeniden yapılanmayı ve insan kalitesini arttırmayı gerektiriyor.
denecektir ki "islam değil başka bir din olsa bu kadar engel teşkil etmezdi". belki islamın hakim olduğu coğrafyalarda vaziyet genel olarak dipte olabilir, bu doğru. ancak islam'ın hakim olmadığı bazı afrika, latin amerika, doğu avrupa ve asya ülkeleri de gezegenin medeniyetine yetişmek konusunda sıkıntı içindeler. onlarda da tek mesele inandıkları ya da inanmadıkları dinleri değilki, başka malzemeler de sorunlu.
yukarıdaki bünye diyetini topluma uyarlarsak, dinin yerini bulmak kadar eşit oranda yapılması gerekenler: özerk kurumsal yapılanma ve kontrol mekanizması, lafta değil ama ciddi bir bilimsel yapılanma, sanat ve spor aktivitelerini çok erken yaşlardan itibaren yeni nesillere sindirme (dikkat: nesiller-i sindirme değil), özgür basın ve ifade özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık dahil her tür ayrımcılığa karşı her alanda mücadele, standartlara riayet etme, hesap kitapla dalga geçmeme -yani pi sayısını 3 alma tilkiliği yapmama-, işleri menşeine, diline, rengine, cinsiyetine vs bakmadan ehline verme.
bunlardan herhangi biri diğerlerinden daha az veya daha çok önemli değil. öyle sihirli bir anahtar, zurnanın zart dediği yer, meselenin düğüm noktası diye bir hadise yok. toplumların bazı hallere düşmemesi için hepsine dikkat edilecek.