demokrasi

entry1042 galeri
    810.
  1. çıkışı itibariye, 'halkın kendi kendini yönetmesi’ demektir. fikret başkaya'nın bir yazısından alıntılyacak olursak:

    Kadim Grekçeden kalma demokratia, Milattan Önce 500’lü yıllarda, bundan 2 bin 500 yıl kadar önce Yunan Site Devletlerindeki rejimi tanımlamak üzere kullanılıyordu. Her yurttaşın yönetme ve yönetilme yeteneğine sahip olduğu ilkesi geçerliydi. Bir oligarşi yaratma taşıdığı için seçimlere itibar edilmiyordu. Eğer demokrasi halkın yönetimi demekse orada oligarşiye, monarşiye, aristokrasiye, her türden dikta rejimine yer olmaması gerekir. Demokrasinin olduğu yerde ‘parazitlerin’ yaşama şansı yoktur.

    peki bugün böyle mi? Kitleler, ‘demokrasi’, ‘demokratikleşme’ söylemiyle, seçim oyunlarıyla oyalanmaya, aldatılmaya devam ediliyor... Aslında seçimlerde oy kullanmak, oligarşinin partileri arasında bir tercih yapmak demektir. Başka türlü söylersek, seçimler siyasi partilerin paylarını belirlemeye yarıyor. Netice itibariyle oylar siyasi partiler aracılığıyla oligarşiye, mülk sahibi sınıflara veriliyor. Oynanan bu demokrasi oyununa ‘temsilî demokrasi’ deniyor. Emperyalist ülkelerde geçerli olan da, bu türün ‘başarılı’ versiyonu sayılıyor.

    Seçen- seçilen arasında seçenden seçilene doğru bir ilişki yok ama gelsin ‘milli irade’, gitsin ‘milli irade’! Türkiye’de nüfusun ezici çoğunluğunu işçiler, küçük çiftçiler, işsizler, küçük esnaflar, tarım işçileri, topraksızlar oluşturuyor. TBMM’de kaç işçi, kaç işsiz, kaç küçük çiftçi, kaç esnaf, kaç işportacı var? Demek ki, nüfusun yaklaşık yüzde 80, belki yüzde 90’ını oluşturan bu insanlar, ‘milli irade’ dediklerine dahil değil... Meclis, kaşarlanmış profesyonel politikacıların, elitlerin (seçkinlerin densin) korunmuş av alanı gibi...

    Özetle diyebiliriz ki, temsilî demokrasi denilen aslında oligarşik ilkenin geçerli olduğu bir yönetim (egemenlik) tarzıdır ki, demokrasiyle uzaktan-yakından bir ilgisi yoktur. Dolayısıyla ‘demokratik seçimler’ söyleminin de hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
    0 ...