bırak şimdi kendini kandırmayı. 20 yaşındasın ve biraz gerçekçi olmalısın. Bugüne kadar hala güzel konuşabildiğini duymadım. Birkaç sevgilin oldu ve onlar da seni temelde bu sebepten dolayı terk ettiler. çünkü sen pasifsin. Hiçbir zaman aktif bir ruha sahip olamadın. Her denilene tamam dedin. Neden bu kadar iyi niyetlisin sen? Hiç mi kaybedeceğin aklına gelmez senin?
o, sana alenen "bana hükmet" dediği zaman bile bunu başaramıyorsun. Hayattaki en büyük zayıflığın bu senin. Hükmetmeyi başaramıyorsun. Oysa ne diyor Memduh şevket esendal iki kadın hikayesinde;
"koca dediğin bir köle olursa onun ne tadı kalır?"
Evet, kendim. Bir köle olursan senin ne tadın kalır? Sevmek, sevdiğine köle olmak değil midir? Sanırım değilmiş zira insanlar kölelerini ancak hor görüyor ve asla ona sevgiyle bakmıyorlar. Köleyi sadece işlerini yaptıracak bir kişi olarak görüyorlar.
"Sevgi tatmini için kiralık köle"
Sevilme ihtiyacı duyan herkese böyle kiralık kölelik mi yapacaksın sen?
Neden hiçbir zaman masanın üstündeki yumruk senin elin olmadı?
değişmek istemiyor musun?
değişip ne olacağım onu dahi bilmiyorum.
tek bildiğim bu durumdan nefret ettiğim.
hayır hayır, onu bildiğimden bile emin değilim. belki de bu durum yani olayların böyle olması bana acı veriyor ve ben de bu acıdan haz alıyorumdur.
ne diyor manevi babam dosto en sevdiğim kitabında.
"Kolay elde edilmiş bir mutluluk mu, yoksa insanı yücelten acı mı daha iyi? Evet, hangisi daha iyi?"
tabi ki de insanı yücelten bir acı.
bırakın, ben bu acımla yaşayayım.
bırakın, değiştirmeyin beni.
sizin olsun kolay elde edilmiş mutluluğunuz, bu acım benle kalsın.