Celal Bey, anlatınız.
Gecenin bir vakti sokaklar soyunur mu, bir sokak lambası için için yanar mı kendi derdine? Babalar ölünce bir evde hayat durur mu? Sizi babanızın cenazesinde gördüm, ağlamadınız. Ben size ağladım, siz anlamadınız. Mezarda yatan bir yabancı gibi baktınız, sonra dönüp “ağlama.” dediniz. Celal Bey, ben size yandım, ben size gömüldüm. Nasıl görmediniz, anlatınız. Aramızda kalacak, söz veriniz.