haraç vermek...
evet, haraç vermekten nefret ederdim.
çok küçük yaşta çalışmak zorunda kaldım şu hayatta.
bu iş hayatımın bir kısmında seyyar satıcılık yaptım.
örneğin simit sattım.
ben simit satıp evime katkıda bulunmaya çalışırken benim 2 mislim ebatındaki sözde delikanlılar gelip benden simit alıyor, parasını ödemiyorlardı.
ben de ses çıkaramıyordum.
çünkü kalabalık geliyorlardı.
3 kişi, 4 kişi, 5 kişi...
4-5 simit parasıyla evime çok şey alabilirdim.
gülüyorsunuz belki ama böyle.
birşey de yapamıyordum.
bazen geldiklerini uzaktan görüyor, simit tablamı alıp onlardan uzaklaşıyordum.
böyle işte...