Emperyalizme, sömürüye, sefalete, haksızlığa, yolsuzluğa, talana, kadın ve çocukların taciz-tecavüz sarmalında çektiği acılara sırtını dönen, gözlerini kapayanlar 26 Haziran LGBTi Onur Yürüyüşü’nü duyunca ‘’toplumun milli ve manevi değerleri’’ adına celallenmiş. Bunların adı Alperen Ocakları’dır, burjuvazinin faşist sokak çetelerinden. Bunlar tıpkı efendilerinin kapısının önünde bekçilik eden, evin içinde efendilerinin ne halt yediğini bilmeyen ama sokakta gelene geçene havlayan, tek dertleri önlerine atılacak kemik parçaları olan köpeklere benziyorlar. Onlar için küçük bir ders: Toplum dediğimiz şey, maddi(gerçek) koşullar içinde yaşayan somut insanlardır. Değerleri onlar yaratır, kurgular, hayal eder. Ve eşcinsellik, cinsel yönelim farklılıkları bazı hayvan türleriyle beraber insan toplumlarının da en baştan beri varolan olgularından biridir. Topluma karşıt olması mümkün değildir. Eşcinseller uzaydan gelmediler, onlar bu toplumun herkes kadar ürünleridir. Topluma karşıt olan asıl şey birilerinin mevcut değerleri, kurguları, hayalleri toplumun üstünde, ona yabancı, somut insanlara karşı bir zorbalık aracı haline getirmesi olur. Ya da bunu yapanlar, en nihayetinde ya kendi içlerindeki ‘’gizli eşcinsellik’’le baş edemeyip onunla yüzleşmekten korkanlar, ya da genelev denilen yerlerden çıkmayıp kendi kişisel cinsel arzularını tatmin ederken kullandıkları insanların insan olduğuna inanmak istemeyenlerdir. Bu insanların arasından da insanca yaşama talebinin yükselmemesini, ‘’Patronsuz ve Pezevenksiz Bir Dünya istiyoruz’’ dememelerini isteyenlerdir. Bu ders şimdilik bu kadar ama 26 Haziran’da en azından tipik bir yürüyüşe değil, bir sokak savaşına da hazırlıklı olunması gerektiği bilinsin. Bunlar hesapta ‘’3-5 ibneden dayak yiyecek değiliz’’ diyerek yürek yemeye çalışıyorlar ama ‘’3-5 ibneden bile dayak yiyen Türk milliyetçileri’’ durumuna düşerlerse kendi çevrelerinde bile alaya alınırlar
