zamanın birinde bir arkadaş vardı. yeğeninin başarısından bahsederdi. lise son sınıftaydı yeğeni..deneme sınavlarına giriyor ve
fende yüzde doksanbeş sosyalda yüzde doksan yapıyordu... dershane hocaları çocuğu övmekte bitiremiyorlardı. ünivesite sınavı oldu. ben getir şu yeğenine bakalım kaç almış.. internetten vatandaşlık numarasını buldu. girdik. sınava girmemiş...
çocuk lise birde sınıfta kalmış.. ikinci sene de kalmış... okuldan atılmış.. o arkadaşlarıyla hep okula gitmiş, okulun civarında dolaşmış.. öğretmenlerin isimlerini almış, onlarla hayali diyaloglar kurmuş.. sonra dershanede kendisine bir sınıf belirlemiş, öğretmenlerini öğrenmiş, onlarla hayali diyaloglar kurmuş ve ailesine başarılı bir öğrenci grafiği çizmiş...
bu öğrenciyle Atalay filiz arasında benzerlik kuruyorum... aslında çocuklarını sevmek yerine, ondan aşırı beklenti içerisine giren ailesinin bu cinayette payı yok mu?