pek saygıdeğer sözlük formatımızında buyurduğu gibi öncelikle entaride tanım içermelidir, buyrun burdan yeyindir.
namus:
Türk Dil Kurumu'na göre;"Bir toplum içinde ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık" ve "Dürüstlük, doğruluk"
Türk gençliğine göre; ailenin evden kovma, çevrenin dışlama, kendi geleceğini etkileme sınırını geçmeyinceye kadar özgür olabilme.
Türk yobazlarına göre;el/ayak bileklerinden, saç telinden ötesinin gösterilmemesi, er kişisiyle tokalaşılmaması.
tayyipçilere göre; kargadan başka kuş, tayyipten başka siyasetçiyi tanımama.
bacak: ingilizler leg der. yukarıdan aşağıya doğru aynı paralellikte olanı makbuldür ki buna sütun gibi bacak tanımlaması yapılır. erkekte kaslı olanı ve parantez olmayanı makbuldür.
arası: iki şeyin -ki bu şey, yerine istediğinizi koyabilirsiniz şeysidir- ortasında kalan.
değil: olumsuzluk ifadesi, tek başına da çok anlamlıdır. misal; "bu böyle değil mi abi?" , "değil!" 10 numara cevaptır yerine göre.
beyin: "kafatasının içerisindeki organ"dır türkçe de ama türkiye'de herkeste olmasına rağmen işlevselliği belirli ihtiyaçları karşılamanın ötesinde yoktur. bu cümledeki anlamı organ değil düşünce, anlayış vb. dir.
namus bacak arasinda degil beyindedir; nesilden nesile değişik anlamlar içerebilir belki ancak yaşadığım toplumda sahiplenilmesi gereken, hayat felsefesi haline getirilesi cümledir.
mezarlıklarda sevişen -ki sevişmesi kendi tercihidir, umurumda olmaz, hatta sevişsindir bana göre de ancak kafaya takılan türbanın namus göstergesi olmadığının ıspatı olarak önemli bir örnektir- türbanlı kızlarımızı, otel odalarında basılan hacı/hocalarımızı gördükten sonra...
ortalıkta "ben kız oğlan kızım" -aferin- diye bar bar bağıran, bekaret raporlarıyla gezinen ancak dübürünün, -şayet pinpon topuyla oynanacaksa- pota olarak kullanılabileceği, handjob ve blowjob üstadı olmuş "kız"larımızı gördükten sonra...
neyleyim şekli şemali, üzerindeki eteğin boyunu, yakanın derinliğini. neyleyim kaşına taktığı piyırsingi, kilosu olduğu halde giydiği dar badiyi. hatta bir halk ozanının dediği gibi;
yazıma can alıcı bir soruyla son vermek arzusundayım ey saplantılı, takıntılı ve bir o kadarda yapıntılı kardeşlerim! sizce kocasını/erkek arkadaşını gizli gizli aldatan, maaş zammı/kariyer hedefi için patronuna kırıtan kadın mıdır en namuslu? yoksa yaşadığı acımasız dünyanın, çevresindeki kansız erkeklerin zorladığı, mecbur bıraktığı için hayat kadınılığı yapan ve bunu gizlemeden, bu yaftanın ağırlığı altına girmiş kadın mıdır en namussuz?