atmayın abi. bilirkişiyim bu konuda valla atmayın. bi şey de içinizde kalsın amk. atmayın. sonu gelmiyor. sonra benim gibi gariban arkadaşlarınızı darlıyorsunuz iyicene bunalıp bunalıp. yanımdaki maldan şahit olduğum kadarıyla şöyle başlıyorsun;
''her şey için teşekkür ederim. varlığın her şeye rağmen güzeldi..''
o yazı öyle kalmıyor. sonra içini dökme faslına bağlıyorsun hacı;
''kırıldığım anlar oldu çok. kıyamadım sana. dile getiremedim. canın sağolsun ama.''
bununla da kalmıyor tabiî. iş bir anda hesaplaşmaya dönüyor. nah canın sağolsun, nereye canın sağolsun?
''hayatımda böyle acı çekmedim. hakkın yoktu bunu yaşatmaya. düşünüyorum işin içinden çıkamıyorum. madem böyle yapacaktın neden geldin zorla sevdirdin kendini?''
bok zorla sevdirdi salak. öyle bi şey mümkün olsa zaten pehhey. yetmiyor ki paşamıza bunlar. bak bak devamına bak;
''senden nefret ediyorum. hiçkimse beni böylesine aşağılamadı. yazıklar olsun sana verdiğim sevgime de sana da. bu kadarmışsın işte.''
karşı taraf ağlıyordu. yeter diyordu. diyalog bitsin diye tamamlar pekiler havada uçuşuyordu. ancak yetmiyordu yaralı kardeşimize bunlar. bir de gece yarısı ağlarken mesaj atıyordu. kus kus bitmiyordu duyguları. bilinçakışı ne varsa döküyordu orta yere..
''o şarkılar ne olacak? duyduğumda boğazın düğümlenmeyecek mi? siktin attın hayatımı lan. nasıl yaptın bunu hâlâ anlamıyorum (hayret hâlâ anlamıyor evet) bir insan nasıl bu kadar vicdansız olabilir. nefret ediyorum senden şerefsiz.''
yani özetle atmayın abi. sonu gelmiyor valla bak. bilmesin yediği boku eksik kalsın. sanki bilecek de ne olacak?