okumayacaksın, bilmeyeceksin hiç bir zaman ama yine de sana yazıyorum hep yaptığım gibi...
hani dedin ya affet beni diye, belki bilmek istersin, affettim. aslında affedilecek bir şey değildi yaptığın ama kıyamam sana bilirsin. ama bana sakın bir daha senin için yaptım deme. çünkü bu benim iyiliğim değil eksik kalışım, içimde bir şeylerin ölüşü sadece. fikrimi bile almadın ama şunu bil ki ben bu işe başından bilerek girdim. korksaydım, bir an tereddüt etseydim, yolun başında dönerdim. ama artık bunları konuşmak için çok geç değil mi. sensiz kaldığımda çırpınışlarımı duyan, elimi ilk tutan, beni kurtarmaya çalışan ilk insanın beni ayağa kaldırmasına izin verdiğim için suçlu ben olmuşken artık bana tek bir cümle kalıyor: